Posa Tüketimi ve Beslenme
Merhaba! Bir kez daha gözlerimizi bilimle aydınlanmaya hazır mıyız? Bugün sizlere bağırsaklarımızın kadim dostlarından biri olan posadan bahsedeceğim.
İlk kez Hispley tarafından isimlendirilen diyet posası ince bağırsağımızda sindirim ve emilime karşı direnç gösteren ancak kalın bağırsağımızda tamamen yada kısmen fermente olabilen bitki kaynaklı bileşikler olarak tanımlanır. Günümüzün sağlıksız diyet modellerinde kompleks karbonhidrat, sağlıklı yağ ve meyve sebzelerden eksik beslenme görülürken posadan yeterli beslenmemek bu bileşiklere eşlik etmektedir. Tüm bunlar hayat kalitemizi, beden ve ruh sağlığımızı olumsuz etkileyebilecek kronik hastalıklara yol açabilmektedir.
Gün içerisinde tüketilen besin tercihlerinin bağırsak hareketlerine çok büyük bir yansıması vardır ve bu durum raydan çıktığı zaman diyare, konstipasyon gibi yaygın olan bağırsak sorunlarıyla baş başa kalırız.
Ama her zaman önemli olan bir şey vardır; olumsuzluğu yaşamadan önlemeyi bilmek. O hâlde posayı biraz derinleştirelim. Biyolojik görüntülerine göre üçe; yapısal posalar, gamlar ve depo polisakkaritleri; suda çözünürlüklerine göre ikiye; çözünen ve çözünmeyen posa olarak sınıflandırılır. Çözünen ve çözünmeyen posa kendi içinde de gruplara ayrılmıştır. Çözünen posa glukoz ve lipit emilimini azaltır, hem konstipasyonu hemde diyareyi iyileştirmeye yardımcı olarak kolon devamlılığını sağlar ve bağırsak sağlığına yardımcı olur, Kaynakları ise kuru baklagiller, bezelye, yulaf, arpa ,elma, portakal ve havuç gibi birçok meyve ve sebze, psyllium (karnıyarık otu) tohumunun kabuğudur. Çözünmeyen posa ise su ve mukoza salgısını uyararak bağırsak hareketliliği ve artık maddelerin kolonda içerisindeki geçişini hızlandırmada rol oynar. Kaynakları ise tam buğday unundan yapılmış ürünler, buğday ve mısır kepeği, meyve kabukları ve kök sebzeler dahil (karnabahar,yeşil fasulye ve patates gibi) birçok sebzedir.
Fizyolojik olarak sadece bağırsaklarımızda değil posanın vücudumuzda inanılmaz etkileri vardır. Besin emilimini, sterol, karbonhidrat ve yağ metabolizmasını olumlu yönde etkiler. Mide boşalmasını geciktirir ve yeme isteğini azaltır. Aynı zamanda posadan zengin beslendiğimiz zaman gereksinim olan besin ögeleri ile birlikte besin ögesi olmayan ögeler (örneğin; prebiyotikler, fitoöstrojenler) de vücuda alınmış olmaktadır. Sağlıklı bireylerde günde 1000 kkal için 14 gram ya da ortalama 25-30 gram önerilen alım miktarıdır.
Posadan yeterli alım sağlandığı zaman hastalıklarla olan ilişkisi ciddi anlamda iyileşme gösterebilmektedir. Örneğin kan glukozunun ve kan lipitlerinin düzenlenmesi aynı zamanda kan basıncı üzerinde, gastrointestinal sistemde ve kronik hastaların tedavisinde olumlu etkilere sahiptir. O halde hep birlikte hayatımızda posaya neden daha çok yer verip kendimizi iyileştirmeyelim?
Kaynakça
- Bakır, B. & Çalapkorur, S. (2022). Üniversite Öğrencilerinin Beslenme Durumları, Posa Tüketimleri ve Bağırsak Alışkanlıklarının Değerlendirilmesi . İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dergisi , 7 (1) , 33-40 . Retrieved from https://dergipark.org.tr/en/pub/ikcusbfd/issue/68428/986685
- Kolçak, E. & Yüksel, A. (2023). Dietary Fiber Intake and Defection Frequency of University Students . Sağlık Profesyonelleri Araştırma Dergisi , 5 (1) , 1-9 . DOI: 10.57224/jhpr.1176488
3. Öner, N. & Yaşar Fırat, Y. (2018). DİABETES MELLİTUSUN DİYET TEDAVİSİNDE POSA KAYNAKLARI, TÜRLERİ VE ETKİLERİ . ERÜ Sağlık Bilimleri Fakültesi Dergisi , 5 (1-2) , 54-64 . Retrieved from https://dergipark.org.tr/tr/pub/erusaglik/issue/42334/509620
EtkinKampüs, üniversite öğrencilerine yönelik düzenlediği etkinliklerle sadece akademik değil, aynı zamanda mesleki ve kişisel gelişimlerine katkı sağlıyor. Etkin Kampüs’ün öğrencilere sunduğu fırsatlar, onların alanlarındaki potansiyelini en üst düzeye çıkarmalarına yardımcı oluyor.
Kampüs temsilciliği hakkında detaylı bilgiye erişmek için tıklayın.
Tüm etkinliklere ulaşmak için tıklayın.
YAZAR:İclâl Şimşek
Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi-Beslenme ve Diyetetik-2.sınıf
Linkedln