fbpx

DİYABETTE TIBBİ BESLENME TEDAVİSİ

Merhabalar! Bugün sizlere ülkemizde ve dünyada insidansı ve prevelansı oldukça yüksek olan ve çeşitli komplikasyonlarla seyreden, halk arasında da oldukça yaygın diyabet hastalığından ve önemli hususlarından bahsedeceğim. Keyifli okumalar!

 

DİYABET NEDİR?

Öncelikle diyabetin tarihçesine kısaca değinecek olursak ‘Diabetes ve Mellitus’ kelimeleri Yunanca akıp gitmek anlamına gelen dia+betes ve bal kadar tatlı anlamına gelen mellitus kelimelerinden türetilmiş olup aynı zamanda şeker hastalarının idrarının tatlı, bal gibi olduğu ve bu nedenle karıncaların, sineklerin ve diğer böceklerin bu idrara üşüştüğü bilinmektedir.

Tıbbi terminolojide ise diabetes mellitus (DM); vücudumuzda pankreastan salınan insülin hormonu yetersizliği ve/veya yokluğu sonucu insülinin etkin kullanılamamasından kaynaklanan kan şekerinin yükselmesi (hiperglisemi), karbonhidrat, protein ve yağ metabolizmasındaki anormallikler ile karakterize kronik bir metabolizma hastalığıdır. Sağlıklı bireylerde kana geçen glikoz, vücutta kan şekerini düzenleyen insülin hormonu yardımıyla hücrelerin içine taşınır. İnsülin hormonu eksikliği ya da vücutta etkin kullanımında herhangi bir bozukluk var ise glikozun hücrenin içine taşınamayacağı, yediği besinlerden kana geçen şekeri yani glikozu kullanamayacağı için kan şekeri yükselecek ve halk arasında şeker hastalığı olarak da bilinen diyabet hastalığı meydana gelecektir.

Dünyada gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde, toplumlar arası prevalans farklılığı görünüyor olmasına rağmen genetik yatkınlık, obezite, hareketsiz yaşam tarzı, ailede diyabet öyküsü gibi nedenlerden kaynaklı diyabetli sayısı da giderek artmaktadır.

 

DİYABET TİPLERİ

Diyabetin genel sınıflandırılmasına bakıldığında başlıça 3 tipi karşımıza çıkmaktadır. Bunlar Tip 1 DM, Tip 2 DM ve Gestasyonel DM’ dir. Bunların yanı sıra yetişkinlikte görülen tip 1 diyabet LADA ve erken yaşta görülen tip 2 diyabet MODY gibi alt sını arı da bulunmaktadır. Başlıca 3 tipi incelediğimizde;

TİP 1 DM; genellikle erken yaşlarda görülen ve pankreas beta hücrelerinin otoimmün harabiyeti sonucu insülinin tam yokluğunun söz konusu olduğu, tanıdan itibaren mutlaka insülin kullanımını gerektiren, alınmadığı takdirde ise ketozis gelişerek yaşamın sona ereceği diyabet tipidir. Genellikle zayıf ya da normal kilodadırlar.

TİP 2 DM; genellikle daha ileri yaşlarda başlayan insülin salınması normal ve hatta artmış olmasına rağmen hedef organların insülin duyarlılığının azaldığı, temelinde abdominal obezite varlığı ve sağlıksız yaşam biçimi davranışları ile aile öyküsünün etkili olduğu; beslenme, fiziksel aktivite ve kan şekerini düzenleyici ilaçlar ile tedavi edilebilen diyabet tipidir. Çoğunluğu obez bireyler olup hap ya da insülin kullanırlar.

 

GESTASYONEL DM; Gebeliğin ikinci veya üçüncü trimesterinde ilk kez ortaya çıkan, kan şekerinin yükselerek bebekte malformasyonlara yol açabildiği glukoz intoleransı durumudur.

 

DİYABET BELİRTİLERİ

Diyabetin halk arasında da oldukça bilinen klasik semptomları arasında ’ 3 P Bulgusu’ olarak adlandırılan çok idrara çıkma (poliüri), çok su içme (polidipsi) ve çok yemek yeme (polifaji) belirtilerinin yanında bunlara eşlik eden semptomlar arasında ani kilo kaybı, görme bulanıklığı, yoğun açlık hissi, ağız ve cilt kuruluğu, yaraların iyileşmesinde gecikme, yorgunluk ve halsizlik vardır.

DİYABET TANI KRİTERLERİ

Diyabet tanısı için kabul görmüş tanı kriterleri venöz plazmada glikoz oksidaz yöntemi ile yapılan ölçümleri baz almaktadır. Klinikte veya hastaların evde glisemi takibinde kullandıkları tam kan, kapiller kan ve serum glisemi değerleri venöz plazmadan yapılan ölçümlere göre farklılık göstermektedir.

 

Klinikte kullanılan tanı kriterleri ADA 2010 revizyonlarını içeren en güncel Tip 2 DM tanı kriterleri ise aşağıda tablodaki gibidir;

Bu kriterlere göre tanı koyulurken dikkat edilmesi gereken noktalar vardır. Açlık kan şekeri için en az 8 saatlik açlık gereklidir ve 126 mg/dl değeri esas alınarak tanı kriterlerinde yer almıştır. Rastlantısal

plazma glikozu ise besin alımına bağlı olmaksızın günün herhangi bir saatinde alınabilir ve değer 200 mg/dl olmalıdır. Oral glikoz tolerans testi (OGTT) sırasında 2 saatlik plazma glikozunun >200 mg/dl değeri baz alınarak Dünya Sağlık Örgütü (WHO) OGTT’yi 75 g glikozun su içinde eritilmesi ile glikoz yüklemesi

yapılabileceğini belirtmiştir. Son olarak HbA1c 3 aylık kan şekerini gösteren bir parametre olup tanı için %6.5 HbA1c yeterlidir.

 

GESTASYONEL DİYABET TANISI

Yüksek riskli gebeliklerde diyabet tanısı mümkün olan en kısa zamanda değerlendirilmeli ve gebeliğin 24. haftalarında 75 g glikozla yapılan OGTT sonucunda açlık, 1.saat ve 2.saat glikoz ölçümleri yapılmalıdır. En az 8 saat açlıktan sonra sabahleyin 75 g glikozla OGTT yapılarak; açlık 92 mg/dl, 1.saat 180mg/dl, 2.saat 153 mg/dl değerleri dikkate alınarak diyabet tanısı konulur.

Test sırasında bireyin istirahat halinde olması, glikoz toleransını bozabilecek ilaçlar kullanılıyorsa en az 1 hafta önceden kesilmiş olması ve kahve, sigara içilmemesi önerilmektedir. Test için kabul edilen eşik değerler aşağıda tablodaki gibidir;

 

DİYABETTE TIBBİ BESLENME TEDAVİSİ

Tıbbi beslenme tedavisi başarılı diyabet tedavisinin en önemli öğesi olup bu bağlamda diyabette TBT amaçları arasında; diyabetin kronik komplikasyonlarını önlemek ve tedavi etmek, glisemiyi normale yakın düzeylerde tutmak, ideal vücut ağırlığını sağlamak ve korumak, sağlıklı beslenme ve fiziksel aktivite ile sağlığı iyileştirmek ve davranış değişikliğini oluşturmak, bireysel ve kültürel tercihleri ve yaşam tarzını dikkate alarak bireysel beslenme gereksinimlerini sağlamaktır.

TBT uygulaması birbirini izleyen dört aşamadan oluşmaktadır.

  1. Metabolik ve yaşam tarzı parametrelerini değerlendirerek klinik verilerle boy ,ağırlık, BKİ, bel çevresi ölçümünün yapılması, besin tüketim kaydının alınıp fiziksel aktivite durumu ve bireyin yaşam koşulları ile psikososyal durumunun ele alınması,
  2. Hedef saptama dediğimiz uygun biyokimyasal değerler, vücut ağırlığı kontrolü, uygun egzersiz tipi ve süresi, öğün düzeni oluşturulması,
  3. Bu hedeflerin sağlanmasına yönelik bireysel ya da grup halinde günlük beslenme önerileri ve eğitiminin verilmesi,
  4. Klinik sonuçları değerlendirme (3-6 ay, 1 yıl aralıklarla); ağırlık, BKİ, açlık kan şekeri, HbA1C, serum kolestrol değerleri, kan basıncı, besin tüketim değerlendirilmesidir.

Bu değerlendirmeler yapıldıktan sonra kişiye özel diyet tedavisi ve diyabet eğitimi verilerek tedavi sağlanmaktadır. Bahsettiğimiz diyabet eğitimi çok elzem ve bireylerin günlük hayatında öğrenip uygulaması gereken aynı zamanda bireylerin hayatını kolaylaştırmada büyük etkisi olan bir eğitimdir.

Sıklıkla kullanılan tıbbi beslenme tedavilerinden kalorilik diyet tedavisi ve son yıllarda popülerliği artan

karbonhidrat sayımı diyabette TBT için oldukça önemli bir yöntemdir.

 

KARBONHİDRAT SAYIMI

Karbonhidrat sayımı, ana ve ara öğünlerde tüketilen toplam karbonhidrat miktarını esas alarak, diyabet hastalarında kullanılan bir yemek planlama yaklaşımıdır. Besinler, değişik miktarlarda karbonhidrat, yağ, protein, vitamin, mineral ve su içerirler. Karbonhidrat sayımı yönteminde besinlerin içerisindeki karbonhidrat miktarı önemlidir. Çünkü besinlerin içerisindeki karbonhidrat, kan şekerini en hızlı ve en çok yükselten besin öğesidir. Karbonhidrat içeren besinlerin tüketilmesinin ardından 15 dakika içerisinde kan şekeri yükselmeye başlar ve yaklaşık iki saat içerisinde tamamen glikoza dönüşür. Karbonhidrat sayımında temel amaç; kan şekeri regülasyonunu sağlamaktır. Bu yöntem hastalara öğretilirken, hastaların beslenme alışkanlıkları dikkate alınmalıdır. Bunu yapmakta en kolay ve pratik yol ise diyabetli bireylerin gün boyunca tükettiği besinlerin porsiyon/miktar/gram/adet şeklinde yazarak oluşturduğu beslenme günlüğü tutmasıdır. Her öğünde tüketilen yiyeceklerin içerikleri, miktarları ve öğün saatlerinin birbirleriyle benzer ve dengeli olması karbonhidrat sayım yönteminde en önemli adımlardandır.

T1DM, T2DM, gestasyonel diyabet hastaları tarafından kullanılabilecek bir yöntem olarak önerilmekte, hatta bunun glisemik kontrolde anahtar rol oynayabilecek önemde olduğu ileri sürülmektedir. Glisemik kontrol ise glisemik indeksle paralel bir ifadedir. Her yiyeceğin kan şekerini yükseltme değeri farklılıklar göstermektedir. Bazı yiyecekler kan şekerini daha hızlı yükseltirken bazıları ise daha yavaş yükseltir.

Glisemik indeksi yüksek besinlere beyaz ekmek, pirinç, havuç, patates gibi örnekler verilebilirken posa

açısından zengin besinler, tam tahıllı ürünler, kuru baklagiller ve sebzeler glisemik indeksi düşük besinlerdir. Karbonhidrat sayımının ise glisemik kontrolde olumlu etkilerinin olduğu belirtilmiştir.

DİYABET HASTALARINA GENEL BESLENME ÖNERİLERİ

Her bireyde olduğu gibi diyabet hastalarında da tıbbi beslenme tedavisinin kişiye özel ve tıpkı bir parmak izi gibi olduğunu belirterek bu hastalar için genel beslenme önerilerinden bahsedilebilir.

Öncelikle yeterli ve dengeli beslenmeye dikkat edilip uygun vücut ağırlığı sağlanarak bunun sürdürülmesi önemlidir.

Diyabet şekerin sıfırlanması demek değildir. Bundan dolayı çok ufak miktarlarda ve seyrek olarak tatlı tüketilebilir. Bundan dolayı öğün atlanılmamasına, insülin ve/veya ilaç zamanlarına ve dozlarına kesinlikle dikkat edilmelidir.

Önerilen fiziksel aktiviteler yerine getirilerek hareketli yaşama özen gösterilmelidir.

Diyabet hastalarında su tüketimi kıymetli olup bireyin ihtiyacına yönelik değişkenlik gösterse de ortalama en az 2 litre su tüketilmelidir.

Genel hatlarıyla diyabette tıbbi beslenme tedavisinin üzerine konuştuğumuz keyifli bir yazı olduğunu düşünüyorum. Her ne kadar yazdığım tarih 14 Kasım Dünya Diyabet Günü’ne uzak olsa da insülini bularak diyabet hastalarına yaşamlarını armağan eden Kanadalı doktor Frederick Banting’in doğduğu güne ithafen bu tarihte diyabetin öneminin vurgulandığı ve şeker hastalığına odaklanan bir küresel farkındalık kampanyasının düzenlendiği bu önemli güne de değinerek yazımı sonlandırmak istiyorum. Vakit ayırıp okuduğunuz için teşekkür ediyorum. Sağlıklı günler!


Klinik Diyetisyen Derya Fidan ile ‘Cho Sayımı ve Diyabet’ Etkinliği Güncellenen Bilgilerle Yeniden Etkin Kampüs Dijital Sahnesinde Sizlerle! Bilgi birikimini artırmak, karbonhidrat sayımı ve diyabet alanlarında güncel bilgileri takip etmek, öğrenmekte zorluk çektiğin bu konuları daha anlaşılabilir bir dille öğrenmek, püf noktalarına hakim olmak bu etkinliğe katılabilirsin. Detaylı bilgi için tıkla!


EtkinKampüs, üniversite öğrencilerine yönelik düzenlediği etkinliklerle sadece akademik değil, aynı zamanda mesleki ve kişisel gelişimlerine katkı sağlıyor. Etkin Kampüs’ün öğrencilere sunduğu  fırsatlar, onların alanlarındaki potansiyelini en üst düzeye çıkarmalarına yardımcı oluyor.
Kampüs temsilciliği hakkında detaylı bilgiye erişmek için tıklayın.
Tüm etkinliklere ulaşmak için tıklayın.


YAZAR:
Esin Gelike
Gaziosmanpaşa Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik 3. Sınıf

Bu Yazıyı Paylaş
Yorum Yap