fbpx

KÖPEKLERDE GEBELİK YÖNETİMİ

Eğer bir dişi gebe olacak ise  çiftleşme öncesinde muayene edilmelidir. Bu muayene proöstrus döneminde yapılmalıdır. Öncelikle dışkı muayenesi dahil olmak üzere fiziksel incelemeden geçirilmeli. Aşıları kontrol edilmeli eğer yoksa gebelik öncesinde tamamlanmalıdır. Olası abortları engellemek için Brucella  canis testine tabi tutulmalıdır. Vaginal smear muayenesi ile dişinin genital yönden bulguları değerlendirilmeli. Güç doğumların önüne geçmek amacıyla radyografik muayene  pelvis ölçülmelidir. Vaginal hiperplaziyi konrtol etmek için parmakla vaginal muayene yapılmalıdır. Anormal akıntısı olan veya pyometra geçmişi bulunanlar için  vaginal hücre numunesi alıp bakteri kültürü bakılmalıdır. 5.0 gm/dl ‘ den az total proteine sahip dişilerin sağlıklı ve kuvvetli yavrular doğurma olasılığı çok düşüktür bu yüzden total protein seviyeside değerlendirilmelidir.

Köpekte çiftleşme, ovulasyondan 9 gün önce veya 5 gün sonra meydana gelmiş ise, fertil bir çiftleşmeyi akla getirir. Köpekte yumurta hücresi primer oosit olarak ovule olur, ovulasyonu izleyen üç günde bölünme ile sekonder oosit ve polar cisim oluşur. Oosit ovulasyondan dört gün sonra döllenebilme yeteneğini kazanır ve fertilizasyon oviduct’un distalinde şekillenir. Oosit’lerin tamamı aynı zamanda fertilize olmayabilir; devam eden çiftleşmeler sırasında da bu olgu şekillenebilir. Fertilize olan oosit zigot adını alır. Zigot hızlı blastomerik bölünmelerle morula’yı oluşturur. Morula evresindeki embrio ovulasyondan 9 gün, fertilizasyondan ise 6 gün sonra uterus’a ulaşır. Bu sırada 16 hücreli veya daha ileri aşamadadır. Otuz blastomerli dönemde morula’nın merkezinde bir kavite oluşur ve sıvı dolu küre blastocyst adını alır. Bu döneme kadar gelişen embrio, sellüler bir zar olan zona pellucida ile sarılı olduğundan orijinal oosit ile aynı büyüklüktedir.

Köpekte, ovulasyondan ve/veya çiftleşmeden 17-22 gün sonra implantasyon, embrio’ların uterus cornu’larına hemen hemen eşit bir dağılımıyla şekillenir (Christiansen, 1984). İmplantasyon gebeliğin en önemli aşamalarından biri olup, anne ile yavru arasındaki iletişim bu dönemde gerçekleşmeye başlar ve placentasyon’un şekillenme evresinin başlangıcı da bu dönemdedir. İmplantasyondan hemen sonra embrio’nun ilkel yapısı şekillenir ve placenta’nın olgunlaşması başlar . Placentasyon endotheliochorial, zonar ve deciduata özelliktedir. Fötal trophoblast’ların kuşakları maternal kan taşıyan büyük 5 hematomları meydana getirir . Bu hematomlar anneye ait durgun büyük kan havuzlarını içerir. Endometrium’un, placental bölgelerdeki epitel ve bağ dokusunda kayıplar bulunmaktadır. Böylece villus’lar kapillar damarlarla temas halindedir. Marjinal hematomlar içinde, hemoglobinlerin yıkımından kaynaklanan yeşil renkte uteroverdin üretilir. Bu nedenle conceptus’u saran bant şeklindeki oluşumlar makroskopik olarak yeşil renkte görülür . İmplantasyondan sonra primer chorionic villi, trophectoderm hücrelerinin uzamasıyla şekillenmeye başlar. Bu villi’lerin kollara ayrılıp uzamasıyla sekunder villi’ler şekillenir. Böylece labirent şeklinde endothelichorial placenta şekillenmiş olur . Köpekte, çiftleşmeden 21 gün sonra sıvı dolu olan fötal keseler yaklaşık 12-15 mm çaptadırlar. 28. günde ise tam bir küre şeklini alır ve çapı 25 mm’ye ulaşır. Gebeliğin 35. günlerinde embrional hücrelerde yapısal düzenlenmeler (organogenesis süreci) tamamlanır. Sonrasında oluşan yapı fötüs adını alır. Bundan sonraki gelişim evresi fötüs’ün büyüklüğünde artışa sebep olur. Daha sonra sırasıyla doğuma kadar fötüs’ün organları da gelişim sürecini tamamlar .

Gebeliğin endokrin sürecinde  ovulasyonu ve corpus luteum (CL)’un formasyonunu takiben, gebeliğin devamlılığını sağlayan progesteron hormonunun salınımı etkinleşir. Bu süreç gebeliğin 56. gününe kadar devam eder. Progesteron hormonu düzeyi gebeliğin 25. gününde zirveye ulaşır ve yaklaşık 15-80 ng/ml (ortalama 30 ng/ml) arasında seyreder. Bu dönemden sonra progesteron hormonu düzeyinde düşüş başlar ve belirli bir seviyede (4-16 ng/ml) seyreder. Doğumdan yaklaşık 3 gün önce 4-5 ng/ml düzeyinde, doğumun hemen öncesinde ise 2 ng/ml veya daha az düzeydedir. Esas kaynağı CL olan bu hormon gebelikte endometrial glandular büyümenin, 6 uterus sıvılarının salınımının, placental bütünlüğün desteklenmesinin, uterusta myometrial aktivitenin engellenmesinin ve yine uterus’ta oksitosine ve lökositlere olan duyarlılığın ortadan kaldırılmasının sağlanması için yaşamsal önemdedir. İdrardaki total östrojen seviyesinin gebeliğin 21. gününden sonra arttığı bildirilmektedir. Prolaktin hormonu düzeylerinde proöstrüs, östrüs ve implantasyondan önce belli belirsiz dalgalanmalar görülür. Buna karşın serum prolaktin düzeyi spontan olarak diöstrüsün ikinci yarısında artar. Gebeliğin 30.-45. günlerinde gebe olmayanlara göre progesterondaki düşüşle eş zamanlı olarak belirgin bir artış gözlenir. FSH’da proöstrüs döneminde bir azalma söz konusu iken, LH’da foliküllerin tamamen olgunlaşması ve östrojen salınımının yükseltilmesi işlevi nedeniyle bir artış söz konusudurPGF2α köpeklerde kısmi luteolitik etkiye sahip bir hormondur. Uterus kaynaklı .PGE2 ise nidasyonda ve placenta’nın oluşumunda rol alır. PGE2’nin PGF2α’ya oranının yüksek olması; gebelik süresince luteal fonksiyonun devamı, aynı zamanda myometrium’un ve uterus’un vaskuler tonusunun sürekliliği için önemlidir. Köpeklerde gebelik şekillenen veya gebelik şekillenmeyen sikluslarda oluşan corpus luteum, PGF2α’ya duyarlı olup, bu duyarlılık diğer evcil hayvanlardakinden farklıdır. PGF2α’nın ancak tekrarlanan dozlarında luteolysis ve abortus şekillenebilmektedir. Gebeliğin 30. gününden sonra uygulandığında ise erken dönem gebeliğe göre daha fazla duyarlılık meydana gelebildiği bildirilmektedir. Karnivorlar için gebeliğe spesifik diğer bir hormon ise relaksindir. Östrojen ve progesteron ile birlikte gebeliğin devamlılığını, genital organlarda bazı değişiklikler yaparak sağlar. Doğum öncesinde pelvik kemerin esnekliğini, intrapubic collagen’in ve cervix’in gevşemesini sağlayarak doğuma hazırlıkta görev alan bir hormondur. Bu etkisi de östrojenik hormonun varlığında söz konusudur. Gebelik sırasında meme bezlerinin gelişmesi ve gebeliğe yönelik farklılaşmasında rolü olup,  laktasyondaki etkisi bilinmemektedir. Köpekte ovarium ve özellikle placenta’da üretildiği bildirilmektedir.

 

Köpekte gebelik tanısı, başta hayvan sahibinin merakı nedeniyle olmak üzere, gebeliğin sona erdirilmesi girişimlerinden, toksik ve teratojenik özellikteki ilaçların kullanılmasından ve özel bazı ilaç ve aşılamalardan önce yapılmaktadır. Ayrıca gebeliğin süresi, yavru sayısının bilinmesi ve gebeliğin gidişi ile yavruların gelişmesi hakkında bir fikir edinmek amacıyla da tanıya başvurulabilir.

 

Gebeliğin klinik tanısında, inspeksiyon (davranış ve fiziksel değişiklikler), abdominal palpasyon, fötal kalp atımlarının belirlenmesi, radyografi, laparoskopi, ultrasonografi gibi yöntemler kullanılmaktadır. Köpeklerde gebeliğin tanısı amacıyla çeşitli klinik yöntemlerin yanısıra, son yıllarda ultrasonografi kullanımı yaygınlık kazanmıştır. Ultrasonografi yöntemi, gebeliğin erken tanısında, yavru canlılığı ve gebelik   yaşının saptanmasında, yavru sayısının belirlenmesinde ve fötal cinsiyetin tayininde başarı ile kullanılabilmektedir .Bu amaçla 3,5-7,5 MHz’lik problar ve real time (B model) ultrasonografi cihazları kullanılmakta olup, en ideal görüntü 5-7,5 MHz’lik problarla sağlanmaktadır. Köpekte trans-abdominal problar öngörülmekletir.

Ultrasonografik muayene sırasında öncelikle sidik kesesi belirlenerek işe başlanmaktadır. Gebeliğe ilişkin olarak, embriyo ve keselerini kapsayan konseptusun, gebeliğin ilerleyen dönemlerinde ise fötüsün kısımları/organları ile placentanın görüntülenmesi yoluna gidilmektedir. Küre şeklinde, içi fötal sıvı dolu gebelik kesesi ilk olarak LH zirvesinden sonraki 20.-21. günlerde ve ovulasyondan sonraki 18. günde tanımlanabilir. Gebelik kesesi 35.-40. güne kadar küre şeklinde kalır ve bu günlerden sonra ovalleşmeye başlar . Embrio ilk olarak 23.-25. günlerde silindirik şekilde hiperekojenik olarak ve uterus duvarına yapışık halde gözlenir. Bu dönemde embrio C şeklindedir. Gebeliğin 25.-30. günlerinde: Bu dönemde gebelik kesesi çapı 10- 14mm civarındadır. Bazı yazarlara göre fötal kalp atımının ilk olarak 23.-25. 12 günlerde görülmeye başladığı bildirilirmiştir. Embrio, uterus duvarından ayrılmaya 25.-28. günlerde başlar. Allantoik membran ve zonar placenta ilk olarak gebeliğin 27.-30. günü tespit edilebilir. Fötusun başı kesin olarak gebeliğin 34.-35. gününde gözlemlenir , bu dönemde fötal hareket vardır ve fötüse ait kol ve bacak tomurcukları seçilebilir durumdadır. Gebeliğin 35.-40. günlerinde: Bu dönemde küresel olan gebelik kesesi ovalleşmeye başlamıştır. 40 ve daha sonraki günlerde fötusun kalbinin bölümleri görüntülenebilir haldedir. Gebeliğin 42. gününde kafatası ve hatta beynin kısımları seçilebilir hale gelmiştir. Mide ve sidik kesesinin anekojenik olarak bu dönemde tespit edildiği de bildirilmektedir. Fötüse ait aorta’nın ilk olarak gebeliğin 49. gününden sonra, yine fötal bağırsakların 57.-60. günler arasında kolaylıkla görüntülenebildiği yapılan çalışmalarda bildirilmiştir.

Gebeliğin laboratuvar tanısında endokrinolojik ve hematolojik değerlendirmeler yapılabilmektedir. Relaksin hormonunun plazmadaki düzeyinin saptanması gebeliğin tanısında önemli role sahiptir. Yapılan çalışmalar, köpeklerde gebeliğin erken tanısında, diğer hormon tayinleri ve gebelik test uygulamalarına göre relaksin hormonu değerlendirmelerinin gebelik için daha spesifik olduğu ileri sürülmektedir.

Fötusun dış ortamda yapabilmesi için doğum öncesi birtakım değişiklikler şekillenir; pulmoner olgunlaşma ,enerji depolanması ,sindirim sisteminin gelişmesi gibi. Bunların hepsi hormonal etkiler taraından başlatılır (hipofizadrenal bez) . Glikokortikoidler hem akciğerdeki surfaktat oluşumunu hem de karaciğerdeglikojen depolanmasını sağlar. Fötusun doğum kanalı veya pelvise girişi birtakım farklılıklar göstermektedir. Bunlar ;prezentasyon (geliş) ,pozisyon (vaziyet) ,postur (duruş) . Köpeklerde fötusun sırtı, doğumda ananın sakrumu ile karşı karşıya olacak şekilde doğum kanalından normal olarak geçer.

Gebe köpeklerin beslenmesi fötal gelişimde büyük rol oynar. Özellikle gebeliğin son 3-4 haftası ve laktasyon boyunca ihtiyaçlarını karşılayacak diyetler verilmeli . Sindirilebilirliği en az % 80 , protein en az % 25 ,yağ en az % 17 ,enerji 3500 kcal /kg ,lif (selüloz): % 5’den az ,Ca % 1-1.8 P % 0.8-1.6 olmalıdır.

 

İyi  kaliteli mamadan başka ilave takviye yapılmamalı (Et, süt, Ca, P, veya vitaminler) . İlk 5 hafta normal yaşama payı beslemeye devam edilir.  5 – 6 haftadan sonra yem miktarı gebelik süresine göre % 15-25 daha fazla enerji sağlayacak şekilde giderek artırılmalı (Ad libitum veya günde 2 kez)  Laktasyon döneminde:  Günde en az 3 kez veya ad libitum beslenmeli . Laktasyonun 1, 2 ve 3. haftalarında sırasıyla yaşama payının 1.5, 2 ve 3 katı yem verilmeli.

Eğer bu konu ilgini çektiyse, ilgini çekebilecek 9 ayrı konuda kendini geliştirmek ve daha çok bilgi edinmek istiyorsan; Veteriner Hekimlik alanında önde gelen 9 konuşmacı 9 farklı oturumda 17-24 Mayıs tarihleri arasında Etkin Kampüs Dijital Sahnesi’nde! İçerik ve detayları öğrenmek için buraya tıklayabilirsin!

Ecem İşcen
Uludağ Üniversitesi Veteriner Fakültesi 4.sınıf

 

 

KAYNAKLAR

Ankara Açık Ders Notları    Prof. Dr. Ayhan BAŞTAN

Kafkas Üniversitesi Veteriner Fakültesi Dergisi    Gebe Köpeklerin Bakımı    Cengiz S. KONUK      M. Ragıp KILIÇARSLAN   Adem ŞENÜNVER

OMÜ Açık Ders Notları Gebeliğin Tanısı

Kedi ve Köpeklerde  Ulrtasonografik Muayene ile   Gebeliğin  ve İnfertilenin Teşhisi    Veteriner Hekim Ayça TAYANÇ BUZ

Dişi Hayvanlarda Reproduktif  Anatomi        Doç.Dr. Nilgün Gültiken

Köpek – Kedilerin Beslenmesi     Prof.Dr. Pınar SAÇAKLI

Kedi ve Köpeklerde  Gebelik, Hayali Gebelik ve Embriyonik-Fötal Ölümleri Tanısı Amacıyla Kan Relaksin Hormonu Düzeylerinin Değerlendirilmesi       Prof. Dr. Erol ALAÇAM

Bu Yazıyı Paylaş
Yorum Yap