fbpx

Türkiye’de Toplumsal Cinsiyet Rolleri ve Ayrımcılık

Bir çizim. Tahteravalli üzerinde bir kadın bir erkek dengede durmaktadır. Üstünde de Toplumsal cinsiyet ve ayrımcılık yazmakta.

Türkiye’de Toplumsal Cinsiyet Rolleri ve Ayrımcılık 

Kadın veya erkek günlük anlamda biyolojik bir varoluşun bizlere getirdiği terim olarak kullanılır. Doğan her varlık dişi veya eril olarak doğar ve hayatının geri kalanını bu biyolojik unsur belirler. Lakin biyolojik erillik veya dişillikten daha çok toplumun bu biyolojik varoluşun ötesinde erillik veyahut dişilliğe biçtiği davranışlar, tutumlar, roller vs. vardır. Bu tutumlar daha insan evladı doğar doğmaz belirlenir; kız çocuklarına pembe kıyafetler, mutfak oyuncakları; erkek çocuklarına mavi kıyafetler oyuncak arabalar. 

Çocuklar üzerinde belirlenen kavram, cinsiyet üzerine belirlenmiş her tutum geleceğe yetişecek bireylerin toplumsal cinsiyetini inşa eder. Topluma göre kadın kadındır, erkek erkektir, biyolojik cinsiyetine göre davranışlar sergilemesini ister. Toplumsal cinsiyet kavramını sosyolojiye Ann Oakley dahil etmiştir. Yazdığı Sex, Gender and Society adlı eserde de cinsiyet ile toplumsal cinsiyet üzerinde durmuştur. Bu eser cinsiyet, biyolojik açıdan kadın ve erkek arasında ayrım yaparken toplumsal cinsiyetin kadın ile erkek arasında eşitsiz bölünme olduğuna gönderme yapmaktadır.

Biyolojik Cinsiyet Ayrımı

Cinsiyet rolleri, kadınların ve erkeklerin doğuştan getirilen ve kabul görülen biyolojik cinsiyetine göre atalarından birikim olarak gelen ve kişilerden beklenen davranış biçimidir.  Geleneksel toplumların çoğunda Türkiye’de de görüldüğü üzere kadına ve erkeğe tabiri caizse biçilen bir kaftan vardır: Peki bu kaftan kadın ve erkek için nelerdir, birkaç örnek ile gösterelim.

Türkiye’de de görüldüğü üzere kadından beklenen ev içi işler için cinsiyetinin getirdiği görevler  Celalettin Vatandaş’ın Toplumsal Cinsiyet Ve Cinsiyet Rollerinin Algılanışı çalışmasında yaptığı anketten yola çıkarak, kadınlar için, en kadınsı işin çocuk hastalanınca bakmak (%91 oran ile) olduğu anlaşılıyor. Bunu takip edenler ise çocuk için yemek hazırlamak, yemek pişirmek, bulaşık yıkamak, temizlik yapmak, çamaşır yıkamak, ütü yapmak, çocuğu giydirmek, oturulacak eve karar vermek, aile bütçesine katkıda bulunmak, aile içi sorunları çözmek. Erkekler için biçilmiş en erkeksi yönü baskın olan görevler ise; resmî kurumlarda iş takibi (%92), ev içi tamirat (%91), evin kapısındaki veya zildeki ismin sahibi olmak (%91) ve evin geçimini sağlamaktır. Bunu takip eden görevler, alışveriş yapmak, aile bütçesini düzenlemek, aile bireylerinin davranışlarını belirlemek, çocuğa isim vermek, çocukla oynamak, oturulacak muhite karar vermek, ailenin reisliğini yapmak. Bunlar kadın ve erkek için ev içi biçilmiş temel görevler olsa da ve bu toplumumuz açısında benimsenmiş bir duruma dönüşmüş olsa da tüm yukarıda yazılan görevleri her iki cinsiyete mensup bireylerin yapmasında hiçbir sakınca yoktur.

Meslekler Gruplarında Cinsiyet Ayrımı

Meslekler, toplumsal cinsiyet ayrımcılığının en görünür olduğu alanlardan biridir. Kadınlar için en kadınsı mesleğin gündelikçilik/temizlikçilik (%93), sekreterlik (%91) ve hemşirelik (%86) olduğu anlaşılmaktadır. Lakin araştırmada ilginç olan nokta başka meslek gruplarının kadınsı bulunmamasıdır. Kadınlar için erkeksi bulunan meslek grupları şu şekildedir: amelelik (%93) başta olmak üzere politikacı olmak, ağır vasıta şoförlüğü, mülki amirliği, muhtarlık, müftülük, yöneticilik, güvenlik görevlisi (asker, polis, bekçi) olmak. 

Erkek katılımcıların en erkeksi buldukları meslek, ameleliktir (%97). Bunu takip eden diğer erkeksi meslekler şunlardır: Ağır vasıta şoförlüğü, politika, müftülük, şoförlük, mülki amirlik, muhtarlık, bilim insanlığı, yöneticilik, güvenlik görevlisi, tüccarlık. Erkekler için kadınsı bulunan meslekler ise ilginçtir ki: gündelikçilik/temizlikçilik (%97), sekreterlik (%96) ve hemşireliktir (%91). Avukatlık, doktorluk, hâkimlik/savcılık, diş hekimliği, mimarlık, inşaat mühendisliği, makine mühendisliği, bilgisayar programcılığı., eczacılık, öğretmenlik, akademisyenlik ve yazarlık her iki cinsiyet içinde uygun görüldüğü için değerlendirmede cinsiyetsiz meslek olarak geçmiştir.

Ortaya çıkan tabloyu yorumlamak gerekirse fiziki güç gerektiren işleri erkek üstlenirken fiziki güç gerektirmeyen işleri kadına yöneltmektedir. Toplumumuzda biyolojik cinsiyet ile toplumsal cinsiyet, geleneksel olarak birbirleriyle o derecede ilişkilidir ki, onları birbirlerinden ayrı düşünmek çok zordur. Toplumum kadının kadınsı davranmasını ve erkeğinde erkeksi davranmasını ister. Ayrımcılığı getiren bir diğer unsur ise önyargılardır; hangi davranış, görünüş ve kişiliğin kadın ve erkeklere özgü olduğuna; insanların cinsleri arasında hangi farklılıkların bulunması gerektiğine ve erkek ve kadınların nasıl davranmaları gerektiğine ilişkin inançlardır. Ayrımcılık olumsuz düşünceler doğurur ve ayrımcılık insanları birbirine karşı ötekileştirir. Bizler yapı gereği bizden olmayan hiçbir şeyden hoşlanamamaya meyilliyizdir.  

Sonuç olarak çevresel şartlar ve cinslerin biyolojik farklılıkları, kadınları daha çok ev merkezli olmaya, fiziksel güç gerektirmeyen iş ve meslek alanlarına yöneltirken, erkekler karşısından edilgen bir konuma ötelerken; erkekleri ise toplumsal yaşama, fiziksel açıdan güç gerektiren iş ve meslek alanlarına ve kadın üzerinde etken olmasını sağlayan bir konuma ötelemektedir. Sürecin öznesi genelde erkek, nesnesi ise kadındır. Gelişen çağın insanları olarak her geçen gün bu konuda bilgilenip  eşitsizliği azaltıyor olsak da ata erkil bir toplum yapısına sahip olmak bu görüşlerin tamamını yok edecek değildir. Unutmayalım ki sevgi, saygı ve hoşgörü tüm sorunların üzerinden gelir. Hoşgörülü olmayı unutmayalım sevgili insan evladı. 

KAYNAKLAR

https://www.sosyalbilimler.org/cinsiyet-rolleri-toplum/

Cinsiyet Rolleri Ve Toplum Amy M. Blockstone

100951 (dergipark.org.tr) Toplumsal Cinsiyet Ve Cinsiyet Rollerinin Algılanışı Celalettin Vatandaş


EtkinKampüs, üniversite öğrencilerine yönelik düzenlediği etkinliklerle sadece akademik değil, aynı zamanda mesleki ve kişisel gelişimlerine katkı sağlıyor. Etkin Kampüs’ün öğrencilere sunduğu  fırsatlar, onların alanlarındaki potansiyelini en üst düzeye çıkarmalarına yardımcı oluyor.
Etkinliklere ulaşmak için tıklayın.
Kampüs temsilciliği hakkında detaylı bilgiye erişmek için tıklayın.


YAZAR:
Meryem Aydın
Afyon Kocatepe Üniversitesi Sosyoloji 3.Sınıf öğrencisi
Linkedln

 

Bu Yazıyı Paylaş
Yorum Yap