fbpx

Türk Toplumunda Evlat Edinilmiş Çocuklara Karşı Bakış Açıları Ve Evlat Edinilmiş Çocukların Türk Toplumunda Kabul Görme Zorlukları

Aile Kurumu Ve Evlat Edinme Kavramı

“En basit söylemle aile, anne, baba ve çocuklardan oluşan toplumun en önemli yapı birimidir. Aile, farklı cinsiyette olan iki insanın aynı ikametgahta bulunması, ekonomik dayanışmanın gerçekleşmesi, çocuk yetiştirmenin en uygun olduğu ve eşler arası cinselliğin toplum tarafından onaylandığı birlikteliktir. Anne, baba ve çocuklardan meydana gelen, sosyal ve ekonomik kurum olarak ifade edilen aile, görev ve sorumluluklarıyla toplumsal hayatın merkezini oluşturmaktadır” (Çeken 2019:162). Aile toplumu oluşturan en küçük yapıtaşıdır. Bireyi toplumsal hayata hazırlayan yerdir. Birey en temel bilgilerini ailede öğrenir. Sosyalleşmenin başladığı yer ailedir. Aile kurumu hem toplumsal açıdan hem de bireylerin gelişimi açısından önemli ve temel bir kurumdur. Aile olmanın önemli bir parçası olarak çocuk görülmektedir. Hatta bazı toplumlarda çocuğu olmayan eşlerin “eksik aile” gözüyle bakıldığını söyleyebiliriz. Çeşitli sebeplerden ötürü çocuğu olmayan veya çocuk yapmayı tercih etmeyen eşler üzerinde toplum tarafından çocuk yapma konusunda ısrarcı bir baskı olduğu söylenebilir. 

Evlat edinme kavramına baktığımızda, kendi içinde derin anlamlar barındıran ve farklı kategorilere ayrılabilen bir kavramdır. Biyolojik çocuklarına sahip olamayıp ebeveynlik duygusunu yaşamak isteyen ailelerde ya da biyolojik çocuğu olup ailesini genişletmek isteyen ya da bazı olumsuz durumlar yaşayan çocukları aile hanesine dahil etmek isteyen ailelerde veya eşi olmayan ama ebeveyn olma arzusu taşıyan bireylerde ortaya çıkabilen bir durumdur. Evlat edinme kavramı  hukuksal olarak, “evlat edinen ile evlatlık arasında mahkeme kararıyla yapay bir soybağı ilişkisi kuran ve ancak dava yoluyla belli şartlarda kaldırılabilen bir medeni hukuk işlemi” (Sağlam 2019:2) olarak tanımlanabilir. Evlat edinmenin birkaç tipi vardır, bunlara bakacak olursak; Uluslararası evlat edinme, yurtiçi evlat edinme, koruyucu aile sisteminden evlat edinme, kişilerarası evlat edinme, akraba evlat edinme, üvey çocuk evlat edinme, embriyo evlat edinme, açık ve kapalı evlat edinmeler olarak sıralanabilir (Mefford, 2022, s. 25-28).

Evlat Edinmeye Karar Verme

Evlat edinme kararının her aile içinde farklı sebepleri, amaçları ve beklentiler olabilmektedir. Bu farklılıklar evlat edinme sürecinde ve sonrasında yaşanan durumları da her aile için farklı kılabilmektedir.  Evlat edinmeye karar verilen andan itibaren aileyi ve çocuğu çeşitli zorluklar beklemektedir. Çünkü evlat edinme süreci aynı zamanda toplumsal bir süreç olabilmektedir. Ailenin ve çocuğun bu süreci yaşarken sosyal çevresinden aldığı destek veya olumsuz durumlar bu süreci doğrudan etkilemektedir. Bu durum zaten bir değişim ve dönüşüm yaşayan ailenin ve çocuğun hayatlarını yoluna koymak adına toplumsal yaşamını değiştirmeye kadar gidebilecek bir durum olabilmektedir.

Evlat Edinme Sürecindeki Zorluklar ve Olumlu Yönler

Evlat edinecek kişilerin bu kararı alma süreci, evlat edinilen çocuğun aileye alışma süreci, ailenin çocukla bağını sorunsuz kurma kaygısı, ailenin kararını açıkladığı andan itibaren yakın çevresinden aldığı tepkiler, süreç yaşanırken toplumsal dönütlerden etkilenmeleri, çocuğun aileye dahil olurken toplumsal anlamda karşılaştığı geri dönütler bu sürecin zorluklarından sayılabilir. Toplumsal bakış açısı evlat edinen ve evlat edinilen arasında gerçekleşen bu sürecin seyrini etkileyebilmektedir.

Bu sürecin olumlu olarak nitelendirebileceğimiz yönlerine baktığımızda evlat edinmek isteyen kişinin yaşadığı istekle evlat edinilecek kişinin bir ev bulabilmesi birleşmektedir. Yani bir tarafta korunmaya ihtiyaç duyan bir çocuk varken bir tarafta da o çocuğun sevgisine ihtiyaç duyan kişiler vardır. İki taraf bu süreçte birleşmektedirler. İyi bir toplum için iyi bir aile gereklidir. Toplumu oluşturan kurumlardan biri olan aile kurumu ne kadar sağlıklı bireyler yetiştirirse toplum da o kadar sağlıklı olacaktır. Bu sebeple her çocuğun temel ihtiyaçlarının yanında sevgi, sahiplenilme, güven duygusunu yaşayabileceği, ait hissedebildiği yuvaya ihtiyaçları vardır. Bu sebeple evlat edinilme süreci, korunması gereken kimsesiz çocuklar için de önemli bir süreçtir. Çocukların hem fizyolojik hem ruhsal ihtiyaçları vardır. İkisinin de zamanında ve doğru bir şeklide karşılanması önemlidir.

Kimsesiz Çocukların Evlat Edinilme Sürecinde Toplumsal Tepki Ve Kabul Sancıları

Korunmaya muhtaç kimsesiz çocuklar; yuvadayken, evlat edinildikten sonra, toplumun içine karıştıklarında, bulundukları kurumda, kurumdan çıkış sonrasında yani aslında hayatın her alanında ve her yerinde belli ‘etiketlere’ maruz kalabilmektedirler. Aile ortamından uzak olmalarının, sağlıklı büyüyebilecekleri bir ortamın olmayışının ve sahiplenilmiş hissedememelerinin verdiği sıkıntı üzerine bir de toplum tarafından damgalanmak ve farklı muamele görmek, hayatı kimsesiz çocuklar için daha da zorlaştırmaktadır. Toplumda kabul görme, toplum tarafından ötekileştirme ve herkes gibi toplumun içine dahil olamama sorunları yaşamaktadırlar. Bu sorunlar ruhsal açıdan hayatları boyunca sürecek eksiklere yol açabilmektedir.

Evlat Edinmeye Karar Veren Ailelerin ve Bekar Bireylerin Durumu

Evlat edinme sürecine bakış açısı evlat edinecek olan bireylerin durumuna göre farklı zorluklar beraberinde getirebilmektedir.  Belli sebeplerden ötürü çocuğu olmayan, öz çocuğu olan ama evlat edinerek bir çocuğun hayatına dokunmak isteyen ya da evlenmeyi tercih etmemiş, boşanmış bireyler evlat edinmeyi düşünebilmekte ve bu sürece başvurabilmektedirler. Türk toplumunda değerlerden, kültürden ve dinsel inançlardan kaynaklı olarak evlat edinmeye mesafeli bir bakış açısı geliştirilirken evlat edinecek olan bireyin bekar olması daha zorlayıcı bir tutumu beraberinde getirebilmektedir.  Evlenmeyi tercih etmemiş veya boşanmış bireylere toplumdaki baskı oldukça fazladır. Bu baskı özellikle kadınlarda daha fazla görülmektedir. Çünkü özellikle aile kurumunu çok fazla önemseyen toplumlarda evlenmemiş olmak ya da boşanmış olmak hoş karşılanan bir durum değildir. Kadın için de daha muhafazakâr ve ikincil bir tutum geliştirildiğinden kadının boşanması ya da evlenmeyi tercih etmemesi hoş karşılanmamaktadır. Bir de bu gruptaki bireyler evlat edinmeye karar verdiklerinde önyargı ve toplumsal baskı oldukça büyüyebilmektedir. Bireylerin aileleri de dahil olmak üzere sahip olunan kültür ve inanılan değerler doğrultusunda bu kararlara karşı çıkabilmektedirler. Evlat edinilen çocuk da bu karşı çıkışlara ve olumsuz tavra maruz kalmakta ve zorlanabilmektedir.

Evlat edinilen çocuk “etiketlenme” durumuyla karşı karşıya kalabilmektedir. Toplumun evlat edinilen çocuğa acıma veya “başka biri” olarak görme eğilimi çocuğun sosyal hayatında birtakım sorunlar yaratacaktır.

Evlat edinme durumu üzerinde ailelerin ve evlat edinme sürecinde olan çocukların yaşadıkları süreç hakkında yapılan çalışmalar oldukça sınırlıdır. Evlat edinme kararından itibaren yaşanan prosedürler, kurum bazından yaşanabilecek olumsuz ve zorlayıcı durumlar, çocuğun psikolojik durumu ve topluma entegre oluş süreci, evlat edinmeye karar veren bireylerin yaşadıkları travmalar, evlat edinme sürecinde hem prosedür bakımından hem de sosyolojik olarak hangi engellerin bulunduğu ve bunlar yaşanırken çocuğun ve ailenin nasıl bir yol izlediği konusunda yapılan çalışma sayısı az olmakla birlikte bu konu bağlamında araştırma yapılmadıkça, gün yüzüne çıkarılmadıkça, raporlanmadıkça bu zorlu süreçler artarak devam edecektir ve bu konu hakkında toplumsal bir değişme oluşturulamayacaktır. İyi bir toplum iyi bir aile ortamından geçmektedir. Çünkü birey ne kadar fizyolojik ve psikolojik ihtiyaçları karşılanmış bir ortamda yetişirse o kadar sağlıklı olacaktır ve topluma karışacaktır. Bu sebeple çocuğun gelişimini ve aile olma yolundaki süreci olumsuz etkileyen süreçler araştırılmalıdır.


EtkinKampüs, üniversite öğrencilerine yönelik düzenlediği etkinliklerle sadece akademik değil, aynı zamanda mesleki ve kişisel gelişimlerine katkı sağlıyor. Etkin Kampüs’ün öğrencilere sunduğu  fırsatlar, onların alanlarındaki potansiyelini en üst düzeye çıkarmalarına yardımcı oluyor.
Kampüs temsilciliği hakkında detaylı bilgiye erişmek için tıklayın.
Tüm etkinliklere ulaşmak için tıklayın.


YAZAR:Simay Ecem Tetik
Süleyman Demirel Üniversitesi Sosyoloji 4. Sınıf
Linkedln


KAYNAKÇA

  • Avcı N., Ölmez S. B., Kunt M. Pekince P. (2021). “Evlat edinen ve koruyucu ailelerin bebek ve küçük çocuklarıyla ilgili eğitim ihtiyaçları” Erken Çocukluk Çalışmaları Dergisi
  • Çeken, B. (2019). “Korunmaya Muhtaç Kimsesiz Çocuklar ve Hayalleri Üzerine Bir Çalışma” Ulak Bilge Sosyal Bilimler Dergisi
  • Dereboy, Ç., Demirkapı, E., Şakiroğlu, M., Öztürk, C. (2018). “Çocukluk Çağı Travmalarının, Kimlik Gelişimi, Duygu Düzenleme Güçlüğü ve Psikopatoloji ile İlişkisi, Türk Psikiyatri Dergisi” 
  • Dömbekci, H. A. (2022). “Nitel Araştırmalarda Görüşme Tekniği, Anadolu Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi”
  • Duran, R. (2021). “Türkiye Aile Yapısında Evlat Edinme Üzerine Bir Değerlendirme”, Türkiye sosyal hizmet araştırmaları dergisi
  • Gökçe, H. (2017). “Bir Sosyal Politika Olarak Evlat Edindirmenin Toplumsal Direnç Kaynakları”, Uluslararası Beşerî ve Sosyal Bilimler İnceleme Dergisi
  • Keldal, G. (2021). “Evliliğe Bakış Açısı ve Evlilikten Beklentiler”, Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi
  • Kılıç, K M. (2019). “Evlat Edinilen Çocuklarda Bağlanma”
  • Koç, F. “Sosyal Hizmet Lisans Öğrencilerinin Evlat Edinme Yoluyla Kurulmuş Tek Ebeveynli Aileler Hakkındaki Görüş Ve Düşünceleri: Kocaeli Üniversitesi Örneği”
  • Mefford, L. N. Abd (2022). “Türkiye’de Evlat Edinme Sisteminin Toplumsal Dinamikleri: Karşılaştırmalı Bir Analiz”
  • Sağlam, R. (2019). “Türk Medeni Hukukunda Evlat Edinme”
  • Tekin, H. H. “Nitel Araştırma Yönteminin Bir Veri Toplama Tekniği Olarak Derinlemesine Görüşme”
  • Turgut, A. Ş. (2018) “Türkiye’deki  Kurum Bakımında  Büyümüş Bireylerin Psikolojik Dayanıklılık Düzeylerinin İncelenmesi”
  • Türkeri, A. (2007). “Türk Medeni Hukukunda Evlat Edinmenin Hukuki Sonuçları”

 

Bu Yazıyı Paylaş
Yorum Yap