fbpx

Deprem Sonrası Yaşanan İç Göçün Sosyo-Ekonomik Etkisi

6 şubat 2023 saat 04:17’de Türkiye’nin güney bölgesinde yer alan depremin yaratmış olduğu enkazların görsellerinden kolaj yapılmıştır. Görselde yıkılmış binalar ve poşet taşıyan insanlar, askerler ve enkaz başında bulunan insanlar var.

Deprem Sonrası Yaşanan İç Göçün Sosyo-Ekonomik Etkisi

Her an dünyanın her yerinde farklı doğal afetler yaşanmaktadır. Ülkemizde de sık sık yaşanan doğal afetlerden biri depremdir. Deprem halk arasında zelzele ya da yer sarsıntısı olarak da adlandırılmaktadır. Afet ve Acil Durum Başkanlığına (AFAD) göre deprem şöyle tanımlanır; tektonik kuvvetlerin veya volkan faaliyetlerinin etkisiyle yer kabuğunun kırılması sonucunda ortaya çıkan enerjinin sismik dalgalar hâlinde yayılarak geçtikleri ortamları ve yeryüzünü kuvvetle sarsması olayıdır. (AFAD Sözlük) 

Ülkemizde yaşanmış şiddetli ve etkisi uzun yıllar süren çokça deprem vardır. Onlardan bir tanesi de 6 Şubat 2023 tarihinde yaşanan depremdir. Ülkemizdeki on bir il ve ilçelerinde meydana gelen deprem hem yaşanan can ve mal kaybı hem de tekrarlanan artçı depremlerle beraber gerek psikolojik gerek sosyolojik gerekse ekonomik olarak hem depremzede olarak adlandırılan depremi yaşamış halkı hem de ülkenin geri kalanında yaşayan halkı etkisinde bırakmıştır. Bu etkilerden biraz olsun uzaklaşmak için çeşitli yollar aramışlardır. Bunlardan bir tanesi de bölgedeki enkazlar kaldırılıp bölge iyileştirilene kadar diğer illere göç yapılmasıdır. Bu göç kimi ailelerde devlet desteğiyle kimi ailelerde ise bireysel istek ile gerçekleştirilmiştir. Bu yaşanan göç literatürde iç göç olarak adlandırılan ülke içerisinde gerçekleştirilen göç türüdür.

Depremzedeler Göç Ederken Neleri Göz Önünde Bulunduruyor? 

Uzmanlara göre depremzedeler göç yaparken iki şeyi göz önünde bulunduruyor: Büyükşehir olması, memleketine yakın olması. Bu kriterlere göç yapılan iller değerlendirildiğinde ulaşıldığı belirtildi ( Anadolu Ajansı, 23 Mart 2023). Bu illerde ise sıralama şu şekildedir: Ankara, Antalya, Mersin, Kayseri ve Muğla’dır.  Yaşanan iç göçün etkilerini incelemek için iki farklı perspektifle hareket edilmelidir. Göç yapan insanlar ve göçün yapıldığı şehirde yaşayan insanlar açısından farklı farklı etkileri olmuştur.  

Bir depremzede evini, işini, memleketini hatta belki de ailesini kaybetti ancak hayata tutunmak için farklı bir şehre göç etti. Onu öncelikle bölgeye ve bölge halkına olan yabancılığı karşılayacaktır. Bu noktada kimi zaman yalnız kimi zaman dışlanmış bile hissedebilir. Bu durumları psikolojik ve sosyolojik destek ile aşabilir ancak bu da zaman alacaktır. Bu bağlamda akrabası veya tanıdığı insanların olduğu şehre giden insanların daha avantajlı olduğu söylenebilir. Diğer yandan ekonomik olarak büyük bir kayıp vermiş belki de her şeyini kaybetmiş olan insanların hayatın devamlılığı için bir maddi güce ihtiyacı vardır. Maddi güç bir işte çalışarak elde edilecektir. Bu durumda işsizlik oranında artış olabilir. İş bulma potansiyeli oluştuğunda ise göç yapılan şehirde yaşayanlar ile göç yapanlar arasında bir rekabet ortamı oluşacaktır. Tıpkı bir zincir halkası gibi sorunlar birbirini takip edecektir ve rekabet ortamı oluştuğunda da “fırsatçılık” yapmaya çalışan kişiler daha ucuz ücretten çalışan bulmaya çalışacaktır. Bu da her iki taraf için de olumsuz sonuçlanacaktır. Bir diğer ekonomik kısımda ise artan kira ve eşya fiyatları bulunmaktadır. “Fırsatçılık” diye adlandırılan bu durumda da yine hem göç yapanlar hem de göç yapılan şehirde yaşayanlar olumsuz şekilde etkilenmektedir. 

Göç sonucunda yaşanabilecek etkilerden bir tanesi de kültürel olarak verilecek kayıplardır. İnsan hayatı göz önünde bulunduğunda aslında önemsiz gibi gözüken ama hem kişi için hem de toplum için önemli olan bir kavram da “kültür” kavramıdır. Kültürel olarak alışılagelmiş bir bölgeden, aynı kültürü paylaştığı insanlardan ayrı olmanın yaşamı daha da zorlaştığı görülmüştür. Bu durumda da göç yapılan şehirde yaşayanlar da farklı kültürden insanlarla karşılaştığı zaman nasıl davranacağı bilmemesi sebebiyle kendisini “eksik, suçlu” hissedebilir. 

Tüm bu saydığımız durumların yaşanması olağandır. Ancak bu durumları daha kolay atlatmak ve dezavantajlı kısımları avantajlı hale dönüştürme konusunda hem devlete hem de halka düşen birtakım görevler vardır. Devlet tarafından yasalarca her iki tarafın da hakları koruma altına alınmalı ve her iki tarafın da birbirine karşı daha empatili- hoşgörülü yaklaşması ile çözüme ulaşılabilecektir. 

KAYNAKÇA 

https://www.afad.gov.tr AFAD Sözlüğü ( 06.07.2023).

https://www.voaturkce.com/a/uzmanlar-uyariyor-deprem-sonrasi-goc-kalici-olmasin-depemzedelerin-donusu (07.07.2023).

https://aybu.edu.tr/GetFile?id=4f20e3b4-04cb-4bf3-b046-fddcad2caef8.pdf AYBU Deprem Sonrası Göç ve İnsan Hareketlilikleri – Durum Değerlendirme Raporu.

Peker, Şanlı; Ayşe Esra, İrem (2022). Deprem  ve Göç İlişkisi: 24 Ocak 2020 ELAZIĞ DEPREM ÖRNEĞİ. 


EtkinKampüs, üniversite öğrencilerine yönelik düzenlediği etkinliklerle sadece akademik değil, aynı zamanda mesleki ve kişisel gelişimlerine katkı sağlıyor. Etkin Kampüs’ün öğrencilere sunduğu  fırsatlar, onların  alanındaki potansiyelini en üst düzeye çıkarmalarına yardımcı oluyor.
Etkinliklere ulaşmak için tıklayın.
Kampüs temsilciliği hakkında detaylı bilgiye erişmek için tıklayın.


YAZAR
Semanur DAĞAŞAN
Hacettepe Üniversitesi Sosyoloji Bölümü 4. Sınıf Öğrencisi
Linkedln

 

Bu Yazıyı Paylaş
Yorum Yap