fbpx

Afet Psikolojisi

  Afetler son zamanlarda gittikçe artan, baş edilmesi ve yönetilmesi zorunlu hale gelen, insanlığımızın en büyük sorunlarından birisidir. Çeşitli yollarla ekonomik, fiziksel ve sosyal kayıplara yol açabildiği gibi ne yazık ki, insanların başa çıkma kaynaklarını da aşabilir. Bu gibi durumlarda afet bilincinin, toplumumuzun üyeleri tarafından bilinmesi, hayati tehlikeyi önlemek ve bu tehlikeyi en aza indirmek için büyük bir önem arz etmektedir. Bahsettiğimiz afet bilinci, afet öncesinde, afet anında ve afet sonrasında bireylerin, kendilerini herhangi bir afet olayına karşı fiziksel ve psikolojik olarak hazırlamalarıdır. Bu hazırlığın temeli bir nevi afet psikolojisi sürecini belirler.

 

   Afet Yaşayan Bireylerin Psikolojik Ruh Hallerinde Ne Gibi Etkiler Görülür?

Afet yaşayan bireylerde örneğin bir yakınını kaybetmesinden dolayı, o anın korkusu ve şaşkınlığı halinde ani şok ya da bayılma görülebilir. Bu şok ve bayılmayla birlikte;

  • Uyku düzensizliği,
  • Odaklanamama
  • Kabuslar
  • Gerginlik-Sinirlilik hali
  • En ufak seslerden irkilme
  • Afeti hatırlatan olaylardan kaçınma
  • Ya da sık sık afeti yaşıyor olma gibi etkiler bireylerde görülebilir. Bu etkiler bazı bireylerde yoğun ve sık halde tekrarlanırsa Travma Sonrası Stres Bozukluğuna dönüşebilir.

 

Yine bazı bireylerde Travma Sonrası Stres Bozukluğuna bağlı olarak da;

  • Depresyon
  • Anksiyete
  • Panik atak gibi rahatsızlıkların görülme ve geliştirilme riski oldukça yüksektir.

 

 Afet psikolojisine baktığımızda;

Afetlerin, psikososyal etkilerini inceleyen, destekleyen, psikolojik iyi oluşu ve afeti önlemeyi amaçlayan oldukça geniş bir alandır. Afet psikolojisi, bireylerde afet bilinci oluşturup, afetlerde meydana gelen hasarları en aza indirirken, afet sürecinde hızlı ve doğru bir iyileşme sağlar.

                    

Afet Psikolojisini Nasıl Uygulayabiliriz?

  1. Öncelikle herhangi bir afetten önce afetin, bizde yaratabileceği psikolojik, ekonomik ve fiziksel sonuçları bilmek ilk adım olacaktır. Bu sonuçlara göre afete kendimizi hazırlamak, eksik bilgilerimizi tamamlamak, afetin oluşturabileceği etkileri en aza indirecektir.
  2. İkinci adım psikolojik iyi oluş halimizi korumaktır. Örneğin büyük bir kayıp yaşadıktan sonra psikolojimizin kendi sorumluluğumuz altında olduğunu bilmek, bu sorumluluğu sürdürmek ve psikolojik iyi oluş halimizi geliştirmek afet sonrasında bize çok yardımcı olacaktır.
  3. Üçüncü adım psikososyal destek ağlarını belirlemek ve kabullenmektir. Afet sonrasında bireyler yakınını, evini ya da sahip olduğu tüm mal varlıklarını kaybetmiş bile olabilir. Bu durumda bireylerin alacağı psikososyal destek onları tekrar hayata bağlayabilir ve afet alanında uzman Psikiyatrist ya da Psikologlar bireylere psikososyal destek verme konusunda oldukça yardımcı olabilirler.

 

 Peki Biz Psikologlar Afet Psikolojisi Yaşayan Bireylere Nasıl Yaklaşmalıyız?

      Bireyler afet sonrasında yaşadığı olayı kabullenmeyip hiç yaşamamış gibi davranabilir. Bu durumda bireye zaman verip onlara farkında olma süreci kazandırılabilir. Bununla birlikte birey yaşadığı olayı sürekli anlatmak isteyebilir. Bu durumdaki bireylere de yapabileceğimiz tek şey iyi bir dinleyici olmaktır. Çünkü onları dinlemek acısını hafifletip onları bir nebze olsun rahatlatacaktır. İlk kriz anı atlatıldıktan sonra bireyi hissettiği duygularla yüzleşmesini sağlamak yardımcı olacaktır. Tabii ki bu sürecin hızlı olmasını bekleyemeyiz. Bu yüzden bireye psikososyal destek verip yavaş yavaş normal hayata dönmesini beklemek en temel adım olacaktır.

    Şöyle özetleyecek olursak;  Afetlerin hayatımızın her yerinde olduğunu kabullenmeli, afet bilincini ve psikolojisini bilmeliyiz. Biz bireyler olarak bu sürece kendimizi hazırlamalı, takip etmeli ve bu süreçte güçlü kalabilmeliyiz.

       
Şerife OKUR
Ufuk Üniversitesi Psikoloji 3. Sınıf
Linkedln: https://www.linkedin.com/in/%C5%9Ferife-okur-557701260

Bu Yazıyı Paylaş
Yorum Yap