fbpx

KADINLARDA VE ERKEKLERDE CİNSEL İŞLEV BOZUKLUKLARI

Cinsel  İşlev Bozukluklarına Genel Bir Bakış

Cinsellik, ilişki boyutlarının bir parçasıdır. Kendisi de çok boyutlu ve aşamalı bir kavramdır. Sadece cinsel organları değil, bedeni, ruhu ve aklı da içeren, pek çok faktörden etkilenen bir deneyimdir. Sağlıklı bir cinselliğin yaşanabilmesi için doğru ve güvenilir kaynaklardan cinsel bilgilenme gereklidir.

 

Dünya Sağlık Örgütü’ne göre cinsel sağlığın tanımı şöyle belirtilmiştir; kişilik, iletişim ve aşkı artıran yollarla cinsel varoluşun bedensel, duygusal, entelektüel ve sosyal yönlerinin birleşmesidir. Yanı sıra cinsel sağlık zorlama, ayrımcılık ve şiddetten uzak olarak güvenli bir şekilde cinsel deneyime sahip olmasını gerektirir. Cinsellikle ilgili sorunlar ise bu bütünlüğün bozulmasına sebebiyet verir. Bu da bireylerin ruhsal sorunlar başta olmak üzere sosyal sorunları da yaşamasına neden olabilmektedir.

Cinsel sağlık denildiğinde sadece cinsel yollarla bulaşan hastalıklardan korunma gelmemelidir. Çünkü; bireyin cinsel yaşamını zarar görmeden  mutlu ve güvenli bir biçimde sürdürebilmesinin ve bu durumdan mutlu olmasının sağlanması da cinsel sağlığın mihenk taşlarından biridir.

 

Kişi, cinselliği erken çocukluk döneminden itibaren tanımaya ve keşfetmeye başlayacaktır. Cinsel kimliğimizin ilk çizgileri yaklaşık 3-6 yaş olarak bilinmektedir. Ergenlik döneminde iyice belirginleşir. Bu dönemlerde bireyin duyduğu, öğrendiği, yaşadığı cinsellikle ilgili her ayrıntı ileride ki cinsel yaşantısının kalitesi için ana belirleyicilerdir. Herhangi bir cinsel sorunla karşılaşmamak için bireylerin bu dönemleri her bakımdan sağlıklı geçirmesi gerekmektedir.

 

Cinsel ilişki, iki insanın biyolojik, ruhsal ve sosyal yönleriyle birlikte yaşadıkları birleşmedir. Bu birleşmedeki taraflar birbirine ve çevreye zarar vermedikleri ve doyuma ulaştıkları sürece ne kadar ve nasıl cinsel aktivitede bulunacaklarına kendileri karar vermektedir.

Seksüel disfonksiyon olarak da adlandırılan cinsel işlev bozuklukları hem kadınları hem de erkekleri önemli ölçüde etkileyen bir sorun olarak ortaya çıkmaktadır.

Cinsel işlev bozukluklarıyla ilgili pek çok araştırma literatürde bulunmaktadır. Yapılan araştırmalar, kadın veya erkek fark etmeksizin, her üç kişiden birinin hayatının herhangi bir döneminde bir cinsel işlev bozukluğu yaşadığını göstermektedir. Kadınlarda görülme sıklığının erkeklere göre daha yaygın olduğu bulgularına erişilmiştir. Erkeklerde en sık görülen cinsel işlev bozukluğu ereksiyon (sertleşme)ile ilgilidir. Kadınlarda da cinsel isteksizlik ve orgazm olamama ya da orgazm olmada güçlük yaşama en sık rastlanan sorunlardır. Diğer kadınlarda görülen önemli   cinsel işlev bozukluğu da tıpta ”vajinismus” denen, kadınlarda cinsel organın girişindeki kasların cinsel birleşme korkusu ve psikolojik nedenlerle kasılması ile cinsel birleşmenin gerçekleşmemesi diye kısaca tanımladığımız bir sorundur.

Peki bu kadar sık görülen cinsel işlev bozukluğu nedir?

Cinsel işlev bozukluğunun evrensel bir tanımı bulunmamaktadır. Fakat Masters ve Johnson psikologlar, cinsel işlev bozukluğunu insan cinsel yanıt döngüsünde tatminkar cinsel uyarılma veya orgazma ulaşmada yetmezliğe yol açabilecek herhangi bir aksama olarak tanımlamaktadır. Yani bir başka deyişle, cinsel yaşamdan tatmin olmama ve bunun süreklilik arz etmesi haline cinsel işlev bozukluğu deniliyor.

Cinsel yaşamımızda bazen isteksizlik bazen de karşı cinsle ilişkilerimizde çatışmalarımız olduğu gibi cinsel sorunlarımız da olabilir. Özellikle ülkemizde farklı şekillerdeki ve düzeylerdeki cinsel problemlerimizi gizleme konusunda güçlü bir eğilim görülmektedir. Bu yüzden bireyler veya çiftler genelde hayatlarını büyük ölçüde etkilemezse hekimlere başvurmamaktadır. Hatta çoğunlukla bireyler sorunlarını anlamakta zorlanabilir ve görmezden gelebilir.

Ayrıca çok önemli bir husus bulunmaktadır; çocukluk döneminde veya başarısız bir ilk cinsel deneyimden kaynaklanan korku, suçluluk duygusu, utanç gibi psikolojik nedenler ve kendi içimizdeki yasaklar kişilerde heyecan ve orgazma yol açan cinsel arzuyu azaltabilmektedir.

Özetle; cinsel sorunların altında yatan temel duyguları şöyle sıralayabiliriz: Korku, suçluluk duygusu, reddedilme korkusu, performans saplantısı ve utanç.

 

Cinsel sorunlarımızı tek bir nedene indirgemek ve sadece o nedene takılı kalmak bizi işlevsiz ve çözümsüz kılar. Çünkü; çoğunlukla çocukluk ve ergenlik dönemlerinde çevremizle oluşturduğumuz olumsuz ilişki kalıpları, yaşantılarımız ve ailemizden bize aktarılanlar yukarıdaki duyguları yaşamamızı ve bize cinsel bir sorun olarak geri dönmesini mümkün kılmaktadır. Ülkemizde  yetersiz sayıda cinsel bilgilendirme yapıldığı için cinsellikle ilgili problemlerden uzak olmak neredeyse kaçınılmazdır. Erken yaşlardan itibaren doğru, güvenilir kaynaklardan yaşa uygun bir şekilde cinsellik ile ilgili kavramların öğretilmemesi çok ciddi sorunlar doğurabilir. Yetiştirildiğimiz toplumun kültürel değerleri, baskıları dolayısıyla- özellikle kızlara- konuşulması günah ve yasakmış gibi öğretildiğinden de cinsel işlev bozuklukları artarak günümüze kadar gelmiştir.

Cinselliğin çok boyutlu ve aşamalı olduğundan bahsetmiştik yazımın başında. Bu aşamaların en az birinde sorun yaşanırsa cinsel işlev bozukluğu vardır. Cinselliğin aşamaları; cinsel isteğin artması, penisin sertleşmesi, vajinanın ıslanması ile cinsel uyarılma gerçekleşmesi ve orgazm olmaktır. Bu aşamaların hepsinde teker teker farklı ve birbirinden bağımsız ya da bağımlı cinsel bozukluklar meydana gelebilir.

Bu yazının devamında sizlere erkeklerde ve kadınlarda görülen cinsel işlev bozukluklarından ve tedavi yöntemlerinden kısaca bahsetmeye çalışacağım.

En Sık Görülen Cinsel İşlev Bozukluklar

-Cinsel İsteksizlik, Cinsel Soğukluk

-Kadınlarda Cinsel İlişkiden Tiksinme(Cinsel aversiyon)

-Cinsel İlişki Bağımlılığı

-Vajinismus

-Erkeklerde Erken Boşalma(prematüre ejakülasyon)

-Erkeklerde Gecikmiş Boşalma(Retarde ejakülasyon)

-Kadınlarda Uyarılma Bozuklukları

-Kadınlarda Subjektif Cinsel Uyarılma Bozukluğu

-Genital Uyarılma Bozukluğu

-Non-koital(cinsel ilişkiden bağımsız) Genital Ağrı Bozukluğu

-Satiriasis ve Nemfomani(Erkeklerde ve Kadınlarda cinsel doyumsuzluk)

-İktidarsızlık

-Erkeklerde ve Kadınlarda Orgazm Bozukluğu

-Cinsel Ağrı Bozukluğu -Disparoni

-İlişki Sonrası Sıkıntı

 

Şeklinde sınıflandırılır.

 

Cinsel İşlev Bozuklukları Neden Olur?

-Cinsellik Konusundaki Tabular

-Testosteron Düzeyinin Düşük Olması

-Antidepresan Benzeri İlaçların Kullanımı

-Sigara, Aşırı Düzeyde Alkol ve Bağımlılık Yapan Maddelerin Kullanılması

-Hamilelik ve Doğum Sonrası Emzirme Dönemi

-Cinsellik ve Birçok Konuda Baskıcı Bir Ortamda Büyümek

-İlişki ve Evlilikle İlgili Sorunlar

-Depresyona Girme ve Suçlu Hissetme

-Stres

-Yaşlılık

-Eksik Cinsel Eğitim

-Aile İçi İlişkilerde Sorunlar

-Kişisel Özellikler

-Önceden Yaşanmış Cinsel İlişkilerden Kalan Travmalar

 

 

Cinsel İşlev Bozuklukları Nasıl Tedavi Edilir?

Öncelikle tedavi için uzman doktora karşı şeffaf olunmalıdır. Tüm hayatı ile birlikte özellikle cinsel hayatı hakkında detaylı ve açık bilgiler verilmelidir. Bu bilgiler ışığında uzman doktor, işlev bozukluğunun sebebini tespit eder ve kişiye uygun tedavi yaklaşımını benimser ve uygular. Eğer hastada bulunan cinsel işlev bozukluğu psikolojik bir sebepten ötürüyse uzman doktor hastayı cinsel tedavi uzmanlarına yönlendirmelidir.

Cinsel terapilerin özünü oluşturan ve duruma göre çeşitli önem dereceleri olan birkaç prensip mevcuttur.

Bunlar,

Performans anksiyetesinin giderilmesi

Eğitim

Tavır-tutum değişimine teşvik etme

Eşler arasındaki iletişimi artırma

Yıkıcı seks rollerini ve yaşam biçimlerini değiştirme

Fiziksel veya medikal müdahaleler

Etkili cinsel tekniklerin öğretilmesi ile cinsel davranışın değiştirilmesi

Değişiklik için karşılıklı sorumluluğun önemini belirtme

 

Eğer cinsel işlev bozukluğu fiziksel bir nedenden kaynaklanıyorsa, sebebe bağlı olarak hastaya bazı egzersizler ve ilaçlar verilmektedir. İlaçların oldukça etkili olduğu bilinmektedir. Cinsellik zevk alarak, kendi beden sınırlarımızı iyi tanıyarak ve koruyarak, partnerimizin sınırlarına saygı göstererek, sorumluluk duygusuyla ve istenildiğinde yaşanması gereken, sağlıklı bir yaşamın mutlak işlevidir denilebilir. Cinsel işlev bozuklukları kişinin cinsel yaşantısını çok olumsuz etkileyebilmektedir. Cinsel sorunların yaşanmaması için, bireylerin cinsellik hakkında bilgi, tıbbi bakım ve eğitime erişebilmesi zorunludur. Cinsellik ve cinsel işlev bozuklukları ile ilgili sağlık çalışanları şunlardır: Kadın hastalıkları ve doğum, üroloji, psikiyatri uzmanları, aile hekimleri, ebeler.

İstenmeyen gebelikler ve cinsel yolla bulaşan hastalıklar için önlem alınmalı; gerektiğinde bakım ve tedavi istenebilmelidir.

 

Son olarak; cinsel işlev bozukluğu ile ilgili sorunlar yaşanıyorsa mutlaka uzman doktora görünülmelidir. Eğer partner varsa onunla açık iletişimde olunmalıdır. Kişinin karşısına saygısının ve anlayışının olması bu sorunların yaşanmasının önünde engel olabilir. Bu sebepten ötürü cinsel işlev bozukluğunun çözümlenmesi taraflar arasındaki “ilişki ”ye bağlıdır. Cinsel işlev bozukluğu olan bir kişinin tedavisi her iki partner için de önem arz etmekte ve genel iyilik hali üzerinde olumlu katkı sağlamaktadır. Sağlıklı bir ilişki ve doğru yöntemlerle cinsel işlev bozuklukları büyük oranda  tedavi edilmektedir.

18-19-20-21 Aralık’ta gerçekleşecek ve oturumlarından biri; ”Erkeklerde ve Kadınlarda Yaşanılan Cinsel İşlev Bozuklukları” olan İlişkiler ve Cinsellik: Psikoloji Zirvesi’ne katılıp kendinizi az bilinen alanlarda geliştirme fırsatı elde edebilirsiniz. Buraya tıklayarak detaylı bilgi alabilirsiniz.

KAYNAKÇA

*Cinsel Sağlık Enstitüsü Derneği ,”Cinsel İşlev Bozukluklarına Genel Bir Bakış ,”erişim:12 Aralık 2022, Cinsel İşlev Bozukluklarına Genel Bir Bakış » CİSED | Cinsel Sağlık Enstitüsü Derneği (cised.org.tr)

*İNCESU ,Cem(2004) . “Cinsel İşlevler ve Cinsel İşlev Bozuklukları “,Bakırköy Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi Klinik Psikiyatri Dergisi ,s.3-13. 03-13.qxd (journalagent.com)

İrem ŞENGÜL
Hasan Kalyoncu Üniversitesi PDR-3.sınıf

Bu Yazıyı Paylaş
Yorum Yap