fbpx

Irkçılığın ve Etnik Ayrımcılığın Topluma Etkisi

siyah arka planda açık tenli bir insan eli. beyaz arka planda koyu tenli bir insan eli bulunmakta. El sıkışmış çizim bir el, üstünde kırmızı bir kalp.

Irkçılığın ve Etnik Ayrımcılığın Topluma Etkisi

Irkçılık ve etnik ayrımcılık, toplum üzerinde derin ve olumsuz etkilere sahip olan ciddi sosyal sorunlardır. Bu tür ayrımcılık, bireylerin veya grupların ırk, etnik köken veya kültürel farklılıklarına dayalı olarak ayrımcılığa uğraması veya aşağılanması anlamına gelir. Bu olumsuz etkiler hem bireysel düzeyde hem de toplumsal düzeyde ortaya çıkabilir.  

Irkçılığa örnek verecek ve etkilerine ufaktan değinecek olursak, şunları diyebiliriz;

Irkçılık ve etnik ayrımcılık, toplumda gruplar arasında ayrışmaya ve çatışmalara neden olabilir. Bu, sosyal barışı ve uyumu bozabilir ve toplumda gerilim ve huzursuzluk yaratabilir. İnsanların haklarını ve fırsatlarını etkileyerek adaletsizlik ve eşitsizlik yaratır. İnsanlar, etnik kökenleri veya ırkları nedeniyle eşit muamele görmeme, iş fırsatlarından, eğitimden veya diğer kaynaklardan mahrum kalma gibi durumlarla karşılaşabilir. İnsan hakları ihlallerinin yayılmasına katkıda bulunabilir. Önyargıya dayalı şiddet, zorla yerinden edilme, işkence ve diğer istismar biçimleri gibi ciddi ihlaller ortaya çıkabilir. Bireyleri toplumda dışlanmış hissettirebilir. Bu, bireylerin kendilik saygısı ve özgüvenini olumsuz etkileyebilir. Sürekli ayrımcılığa maruz kalmak, depresyon, anksiyete ve diğer psikolojik sorunlarla ilişkili olabilir.

Ekonomik sonuçları da etkileyebilir. Eşitsizlik ve fırsatlardan mahrum kalma, bireylerin ekonomik başarıya ulaşmasını engelleyebilir. Aynı zamanda, insan kaynaklarının ve yeteneklerin toplumun tamamından faydalanmasını engelleyerek bir ülkenin ekonomik potansiyelini sınırlayabilir. Toplumsal ilerlemeyi engelleyebilir. Farklı kültürlerin ve perspektiflerin bir araya gelmesi, inovasyonu, yaratıcılığı ve toplumun genel refahını artırabilir. Ancak, ayrımcılık ve önyargı, bu potansiyeli engelleyerek toplumun gelişimini sınırlayabilir.

Irkçılık ve Ayrımcılık ile İlgili Kanunun Detayları 

Bu ırkçılığa ve ayrımcılığa karşı kayıtsız kalınmamış ve kanun konulmuştur, bu kanunda şöyle denilmektedir: Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 10’uncu maddesinde kanun önünde eşitlik ilkesi “Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir.” Ve insan hakları bildirgesinde de bu konuda şöyle söylenmektedir: İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin 2’nci maddesine göre: “Herkes ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasal ya da başka türden kanaat, ulusal ya da toplumsal köken, mülkiyet, doğuş veya başka türden statü gibi herhangi bir ayrım gözetilmeksizin, bu Bildirgede belirtilen bütün hak ve özgürlüklere sahiptir.”

Bu etkileri dikkate aldığımızda, ırkçılık ve etnik ayrımcılığın topluma olan etkilerinin oldukça zararlı olduğunu söyleyebiliriz. Bu nedenle, ırkçılık ve ayrımcılığa karşı mücadele etmek, eşitlik, adalet ve insan haklarının korunması için çaba göstermek önemlidir. Toplumun her bireyi, ırk, etnik köken veya kültürel farklılıklara dayalı ayrımcılığı reddetmeli ve hoşgörü, saygı ve eşitlik değerlerini teşvik etmelidir. Böylece daha kapsayıcı, adil ve harmonik bir toplum oluşturmak mümkün olabilir.

Her Türlü Irk Ayrımcılığının Ortadan Kaldırılmasına İlişkin Sözleşme (ICERD), Irkçılık ve ırk ayrımcılığını ele almak için 179 eyalet tarafından onaylanmıştır. Bu, dışarı çıkmanın başlangıç ​​noktasıdır. Sözleşmede “ırk ayrımcılığı”, “ırka dayalı herhangi bir ayrım, dışlama, kısıtlama veya tercih anlamına gelir.”  “Irk” terimi, 1965’te Her Türlü Irk Ayrımcılığının Ortadan Kaldırılmasına İlişkin Uluslararası Sözleşme’nin taslağının hazırlanmasında kullanıldı. Bu bir terim. Bugün, terimi kullanırken daha dikkatli olmalıyız:

Yalnızca bir tür insan vardır ve pek çok türü yoktur. Grup kategorileri içindeki çeşitlilik derece ve sınıf, varsayılan farktan daha geniştir. Irk ve ırksallaştırma gerçek sorunlardır. ICERD, ırkçılık ve ırk ayrımcılığını “siyasi, ekonomik, sosyal, kültürel veya toplumsal yaşamın herhangi bir alanında, insan hakları ve temel özgürlüklerin tanınmasını, uygulanmasını, bu hak ve özgürlüklerden yararlanılmasını ortadan kaldırmak veya zayıflatmak amacına ya da etkisine yönelik, renk, soy ya da ulusal veya etnik kökene dayalı” muamele olarak tanımlamaktadır. Herhangi bir eylem veya ihmal, amacı veya etkisi bir grup insan, doğrudan veya dolaylı olarak, bilerek veya bilmeyerek, söz konusu haklara erişimini  kısıtlıyorsa ırkçı olarak kabul edilir.

Kaynakça

Crickley, A., Oran, B., Şimşek, D., Demirer, Y., Kendir, H., & Yeşilyurt, A. (2018). Uluslararası Ayrımcılık Konferansı. İstanbul: Eşit Haklar İçin İzleme Derneği.

Kurumu, T. İ. (Ankara). Irk, renk ve köken temellerinde ayrımcılık. Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu 


EtkinKampüs, sosyoloji bölümü öğrencilerine yönelik düzenlediği etkinliklerle sadece akademik değil, aynı zamanda mesleki ve kişisel gelişimlerine katkı sağlıyor. Etkin Kampüs’ün öğrencilere sunduğu  fırsatlar, onların sosyoloji alanındaki potansiyelini en üst düzeye çıkarmalarına yardımcı oluyor.
Etkinliklere ulaşmak için tıklayın.
Kampüs temsilciliği hakkında detaylı bilgiye erişmek için tıklayın.


YAZAR:Meryem Aydın
Afyon Kocatepe Üniversitesi Sosyoloji 3. Sınıf
LinkedIn 

Bu Yazıyı Paylaş
Yorum Yap