fbpx

Hukuk ve Psikoloji – Psikolojinin Hukuka Etkisi

İlk bakışta aralarında tam bir bağlantı kuramamış olabilirsiniz hatta birbirinden çok ayrı alanlar olduğu fikrine de kapılabilirsiniz ama işler düşündüğünüzden daha farklıdır. Psikoloji her ne kadar hukuktan bağımsız bir bilim dalı olarak görülse de hukukla iç içedir. İlk başta bu iki kavramın tamını yaparak işe başlayalım. Hukuk, toplumu düzenleyen ve devlet yaptırımıyla güçlendirilmiş olarak bulunan kuralların, yasaların bütünü anlamına gelmektedir. Psikoloji ise bir bireyi, bir topluluğu belirleyen, yönlendiren; düşünme, duygulanma, davranış biçimlerinin tümü demektir. Şimdi ise bu terimlerin hayatımızdaki etkisine bakalım. Hukuk hayatımızın her yerindedir. Karşıdan karşıya geçtiğimiz bir yolda, satın almak istediğimiz bir mülkte, işe yeni başlarken imzaladığımız bir sözleşmede, kaybettiğimiz bir eşyamızda… Psikoloji ise direkt bir insanı ele almaz mı zaten? Onun tüm günkü yaşayışını, maruz kaldığı olayları, etrafındaki kişilerle ilişkilerini, kısacası tüm ruh halini ve bizim konumuzla en önemli bağlantılarından biri olan ruh hali karşısında verdiği kararları… İşte burası iki kavramın yollarının kesişme anı. Biz de bu ana bir örnekle başlayalım o halde. İşinde çok başarılı bir iş adamı düşünelim. Neredeyse tüm vaktini işte geçiren, raflarca ödüle layık görülmüş bir iş adamı. Bir gün işlerinin ters gitmesinden dolayı şirketinde büyük bir hasar oluştuğunu ve şirketinin batmak durumunda kaldığını, tüm bu acı ve üzüntü ile birlikte akşam evine dönerken yaptığı aşırı hızdan ve kısa bir dalgınlık anından ötürü bir başka araba ile kaza yaptığını varsayalım. İki arabada da ağır yaralı olmadığını ama maddi anlamda büyük kayıplar yaşandığını farz edelim. Artık önüne yapılması gereken birçok hukuki işlem çıkmıştır. Kendi ihmali yüzünden karşılaması gereken zararlar bir dağ gibi birikmiştir. Durumu hepimiz görüyoruz. Tüm acı ve sıkıntılarından dolayı yapılan bir hız ve dalgınlığın nelere yol açabileceğinin farkındayız. Hadi şimdi bu olaya daha farklı bir pencereden bakalım. Bu durumundan etkilenen bir meslek grubunun gözünden: Avukatlar. Avukatlar müvekkillerinin kendilerine anlattıkları olaylar kadar sorumludur. Yani müvekkillerinin doğruları avukatlara anlatmalarının yeri yadsınamaz çünkü avukatlar buna göre yol ve yöntem izleyip durumu aydınlatacaklardır. Bundan ötürüdür ki avukatlar iyi bir psikoloji bilgisine sahip olmalı, müvekkillerinin jest ve mimik hareketlerinden, bakışlarından düşündükleriyle dile getirdikleri arasında bir çelişki olup olmadığının farkına varılabilsinler. Bu sayede gün sonunda adaletli bir sonuçla sarpa sarmış işler düzeltilebilir. Gördüğümüz gibi sevgili okuyucular hukuk ve psikoloji her ne kadar farklı alanlarmış gibi görünse de birbirilerinin yoluna tuttukları ışık inkar edilemez.


Elif Kuruoğlu
Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk 1. Sınıf
Linkedln: https://www.linkedin.com/in/elif-kuruo%C4%9Flu-a64193254

Bu Yazıyı Paylaş
Yorum Yap