
Hemşirelikte Mizah: Stresi Azaltmanın Güçlü Bir Yolu mu?
Gecenin bir yarısı, yoğun bakımda zaman sanki akmıyor. Monitörlerin sürekli çalan alarmları, bitmek bilmeyen enjeksiyonlar, yorgunlukla mücadele eden bedenler… Tam da o anda bir hemşirenin yaptığı basit ama yerinde bir espri ortamı bir anda yumuşatıyor. Herkes gülümsüyor. Belki sadece birkaç saniyelik bir rahatlama… ama bu, yeniden toparlanmak için yeterli oluyor.
İşte tam burada şu soruyu sormak gerekiyor: Mizah gerçekten bir savunma mekanizması mı, yoksa hemşirelik mesleğinde stresle başa çıkmanın etkili bir yolu mu?
Hemşirelik ve Sürekli Stres Hali
Hemşirelik, sadece tıbbi bilgiyle değil, aynı zamanda ciddi duygusal dayanıklılıkla yürütülen bir meslek. Her gün hayatın en kırılgan anlarına tanıklık edilir: doğum, ölüm, acı, umut, belirsizlik… Bu kadar yoğun duygularla çalışmak, zamanla stres, tükenmişlik (burnout) ve hatta depresyona yol açabilir.
Araştırmalar, sağlık çalışanlarının özellikle pandemi sonrası dönemde tükenmişlik sendromu yaşama oranlarının belirgin biçimde arttığını gösteriyor. Bu noktada, dayanıklılığı artıran, ruhsal dengeyi destekleyen ve ekip içi iletişimi güçlendiren yöntemler her zamankinden daha kıymetli hale geliyor.
Mizah: Bir Kahkaha, Bin İlaca Bedel mi?
Mizah, sadece gülmek değil; aynı zamanda zihin için bir yeniden yapılanma aracıdır. Psikolojide mizah, olumlu baş etme mekanizmalarından biri olarak tanımlanır. Doğru kullanıldığında, hem bireyin iç dünyasını düzenler hem de çevresine olumlu etki eder.
Hemşirelikte mizahın rolüne dair yapılan bazı çalışmalarda şu bulgular öne çıkar:
- Gülmek, stres hormonları olan kortizol ve adrenalin seviyelerini düşürür.
- Mizah, oksitosin ve endorfin salgılanmasını artırarak bireyin kendini iyi hissetmesini sağlar.
- Ekip içinde paylaşılan mizah, aidiyet duygusunu pekiştirir ve dayanışmayı güçlendirir.
- Hasta ile kurulan mizahi bağ, güven ilişkisini artırır, tedaviye uyumu kolaylaştırabilir.
Mizahın Gerçek Hayattaki Yansımaları
Gerçek hemşirelik öykülerinden alınan bazı örnekler, mizahın gücünü daha net ortaya koyar:
- Yoğun bakım ünitesinde çalışan bir hemşirenin anısı: “Hasta yakını ağlıyordu, ortam çok gergindi. Bir an içgüdüsel olarak, hastanın elindeki peluş oyuncağa ‘Nöbetçi bu gece sen misin?’ dedim. Önce herkes sustu. Sonra herkes gülmeye başladı. Birkaç dakikalığına da olsa hepimiz normalleşti.”
- Yeni mezun hemşirelerin eğitiminde: Mizah, öğrenme sürecini destekler. Zorlayıcı tıbbi terimler ya da karmaşık protokoller, mizah içeren anlatımlarla çok daha kolay hatırlanabiliyor.
Hasta-Hemşire İlişkisinde Mizahın Gücü
Elbette mizah, dikkatli ve saygılı bir şekilde kullanılmalıdır. Her hastanın duygusal durumu, kültürel yapısı, yaşadığı süreç farklıdır. Ancak güvenli bağ kurulmuş bir ilişkide, küçük bir espri hastanın tüm gününe iyi gelebilir.
Örneğin:
- Pediatrik servislerde kullanılan el kuklaları, maskeli minik şakalar, çocukların tedaviye daha kolay adapte olmalarını sağlayabilir.
- Onkoloji servislerinde, kemoterapi gibi zorlu süreçlerden geçen hastalarla yapılan küçük mizahi sohbetler, moral desteği olarak çok değerlidir.
Mizah Kültürünün Kurumsallaşması
Birçok sağlık kurumu artık çalışanlarının tükenmişlik yaşamaması için farklı destek sistemleri kuruyor. Bunların arasında mizah atölyeleri, tiyatro grupları, karikatür duvarları ve “günün esprisi” gibi uygulamalar da yer alıyor.
Bu tarz girişimler, sadece bireysel dayanıklılığı değil, aynı zamanda kurumsal bağlılığı da artırıyor. Gülmenin bulaşıcı olduğu düşünülürse, bir kurumda mizahın yayılması, genel iş ortamını da pozitif yönde etkileyebilir.
Dikkat Edilmesi Gerekenler
Mizahın her zaman yerinde ve dikkatli kullanılması gerekir. Aksi halde:
- Hastaların duygularına zarar verebilir.
- Mesleki ciddiyet sorgulanabilir.
- Kurumsal güven sarsılabilir.
Bu nedenle “ne zaman, kime, nasıl” soruları her zaman göz önünde bulundurulmalıdır.
Sonuç: Mizah, Hemşireliğin Görünmeyen Dayanaklarından Biri Olabilir mi?
Evet, olabilir. Mizah, hemşirelerin hem kendi iç dengelerini korumalarına hem de hasta ve meslektaşlarıyla daha pozitif ilişkiler kurmalarına yardımcı olabilir. Elbette bu bir tedavi yöntemi değil, ama bir iyileştirici unsurdur.
Belki de bazen bir gülümseme, antibiyotik kadar etkili olmasa da, insan ruhuna çok iyi gelir.
Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz? Hemşirelik deneyiminizde mizahın yeri nedir? Yorumlarda paylaşmayı unutmayın!
Hanne Kılavuz
İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Hemşirelik Bölümü Mezunu
Etkin Kampüs Genel Blog Koordinatörü
Hemşirelik Departmanı Blog Yazarları Yöneticisi