
Akran Zorbalığına Erken Müdahale: Çocuk Gelişimi Öğrencileri Gözüyle Çözüm Önerileri ve Farkındalık
Merhaba değerli okuyucum. Ben Ondokuz Mayıs üniversitesi çocuk gelişimi 2. Sınıf öğrencisi Hatice. İlk Blog yazımın size sunulmasından büyük mutluluk almaktayım.Bu yazımda çocukların gelişiminde,çocukluk dönemlerinde en önemli hususlardan birisi olan Akran Zorbalığı konusuna değinmek istiyorum.
Akran zorbalığı bireylerin yaşıtları tarafından tekrarlayıcı ve bilerek yapılan davranışlardan, sözlerden fiziksel ,psikolojik ve ruhen zarar görme durumudur ve bu durumu en çok okul çağında olan çocuklarda görmekteyiz.
Özellikle ilkokul çağındaki çocuklar ve gençler arasında görülen bu durum kişinin özgüvenini,akademik hayatını ve sosyal ilişkilerini olumsuz etkiler hatta bazı bireylerde bu uzun yıllar görülebilir.
Okulda yaşanan bir olay söylenen bir söz veyahut atılan bir bakış çocukta büyük yıkıma sebep olabilir hatta bazen geri dönülmez sonuçlara sebep olabilir işte bu yüzden bu konu üzerinde durulması gereken önemli konulardan biridir.
Akran zorbalığını önlemek okulda öğretmenlerin,idarenin evde ailenin, akrabaların kısacası çocuğun sosyalleştiği ortamlarda çocuğun hayatına dokunan bütün herkesin görevidir.
Bir çocuk gelişimci adayı olarak isterim ki hiçbir çocuk böyle bir şeye maruz kalmasın ama maalesef gelişen çağda dijitalleşen ve çocukların birbirleriyle etkileşim halinde olduğu bu dünyada akran zorbalığının fazlasıyla olduğuna şahidiz.
Akran zorbalığı farklı türlerde ve nedenlerde olabilir.
- Türleri;Fiziksel,sözel,ilişkisel,siber saldırı.
- Nedenleri;Bireysel,Ailesel,Okul ve sosyal çevre,medya.
Akran zorbalığı her zaman yıkıcı sonuçlar vermeyebilir ama en önemli görevlerimizden birisi onu önleyebilmektir,eğer önleyememişsek,daha felaket sonuçlara yol açılmadan yolun kıyısından döndürmektir.
Akran zorbalığını önlemek için ise yine toplumumuzda çocuk ve bireyler ile iletişime geçen herkese görev düşüyor..
İlk olarak aileler çocuklarıyla açık ve güvene dayalı bir iletişim kurmalıdır ki bu çocukta ki olumsuz davranışların erkenden fark edilip çözüme ulaşmasını sağlar.
Okul düzeyinde zorbalığa karşı bir hak verilmemeli,öğrencilere bu konu hakkında kesin bir tutum sergilenmelidir. Aynı zamanda bu konu hakkında bilgilendirici konferanslar ve rehberlik hizmeti sağlanmalıdır.
Sonuç olarak her çocuğun bu dünyada mutlu bir şekilde yaşama hakkı vardır bu hakkı özgürce yaşamalı bizler ise buna katkıda bulunmak için elimizden geleni yapmalıyız.

Hatice Doğan
Ondokuz Mayıs Üniversitesi Çocuk Gelişimi Bölümü
2. Sınıf Temsilcisi






