fbpx

25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü

KADINLAR YAŞASIN KADINA ŞİDDET SON BULSUN!

“Ey Kahraman Türk Kadını Sen Yerde Sürüklenmeye Değil, Omuzlar Üzerinde Göklere Yükselmeye Layıksın.”     
-Atatürk-


Bugün 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü. İlk olarak bu tarih Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü Olarak nasıl belirlenmiş? Bunun incelenmesinin ardından konumuza devam edeceğiz.

1999 yılında kadına yönelik şiddete karşı toplumda farkındalık yaratma amacıyla BM Genel Kurulu kararı ile ilan edilen bir gündür. Kısaca bugünün 25 Kasım olarak belirlenmesinin nedeni şudur; 1960 yılında Dominik Cumhuriyeti’nin ülkeyi diktatörlük ile yöneten Rafael Trujillo ‘nun kendisine karşılıklarıyla bilinen Mirabel kardeşler adıyla üç kız kardeş aleyhinde yaptığı “Ülkede iki tehlike var: Kilise ve Mirabel kardeşler ” açıklamasından ötürü gelmektedir. Mirabel kardeşler 25 Kasım günü boğazlayıp dövülerek vahşice öldürülmüşlerdir.

Kadına yönelik şiddet dünyanın değişmez sorunu olarak günümüze kadar gelmektedir. Bugün dünyadaki en yaygın, kalıcı ve yıkıcı insan hakları ihlallerinden biridir.

Son yapılan araştırmalara bakacak olursak; her 3 kadından 2’si şiddete uğruyor. Bu şiddeti özellikle tekrar etmekte yarar var diye düşünüyorum. Şiddeti sadece fiziksel değil, psikolojik, sözel, cinsel ve ekonomik şiddet olarak da ele almaktayız. Birçok yönü ve derinliği olan bir  sorundur. Bu yüzden bu kavramlardan herhangi birini yaşıyorsanız siz de şiddete maruz kalıyorsunuz demektir.

Ve yapılan araştırmadaki diğer bir bulgu ise; her 3 kadından 1 ‘i istismara uğruyor.

Buradan da anlaşılacağı gibi aslında bu değerlerin fazlası olduğunu görebiliyoruz. Daha bilmediklerimiz, duymadıklarımız, görmediklerimiz veya görmezden geldiklerimiz var..

Her yıl bu tarihte yeni umutlarla uyanmayı diliyoruz. Artık şiddetin son bulduğunu , azaldığını görmek istiyoruz. Değişim istiyoruz..

Ama yaşadığımız hep aynı hüzün ,içimizde katlanarak artan hep aynı acı. Çok üzgünüm, çok üzgünüz. Bu yazıyı, mücadelemizin başarılı olup daha adaletli bir dünya için çalıştığımızı, kadınlarımızın özgürce yaşayabileceği, suçluların cezalarını çekebileceği bir ortamın oluşturduğu bir ülkede sizlerle daha umutla paylaşmak isterdim. Fakat günümüz dünyasında bu pek mümkün gözükmüyor maalesef. Bu yüzden kadına yönelik şiddete karşı farkındalık oluşturma gününde artarak devam eden kadına şiddet hakkında yine konuşacağız, gerekirse bağıracağız ama asla susmayacağız. Susturulanların sesi olacağız. Birbirimize el olacağız, omuz olacağız hatta sırt olacağız ve bu mücadelemizi sürdüreceğiz.

Evet sık sık duyar olduk vahşice şiddete uğrayan kadınları, susturulanları, yıllarca bu duruma maruz bırakılanları, hatta cinayete kurban gidenleri. Kadınları, KADINLARIMIZI.

Günümüzde giderek kadına şiddet artıyor ama neyse ki medya sayesinde daha gün yüzüne çıkabiliyor. Bunda gelişen Dijital Dünyanın ve bunun beraberinde getirdiği sosyal platformların etkisi çok büyük. Anında haberdar olup binlerce, milyonlarca mesaj atabiliyoruz. Seslerini duyurmaya çalışıyor, bu sayede yardım çağırmak için çabalıyoruz. Bazen başarılı oluyor, bazen olamıyoruz. Evet ama sorun bu değil. Ben o kişileri görmesem, sen görmesen onlar görmese, kim görecekti? Tabii ki üzülerek söylüyorum ki hiç kimse. Ya da bu kadar sosyal gündem de olmasalar yine sesleri duyulabilir miydi? Cevabını sizler verin lütfen.

Ben de bir kadınım. Ben de bir kız çocuğuydum. Özgür ve güvenli bir ortamda yaşamak benim de hakkım. Başta ülkemizde olmak üzere tüm dünyada yaşanılan olaylardan ötürü tedirginlik yaşar oldum, hepimiz olduk. Adım attığımız her an şüpheyle ve içimizdeki korkuyla yaşar olduk. Bunu bu hale getiren kimler?

Ama sevinmeyin, hep söylediğim gibi güçlüyüz, yıkılmayız, her seferinde yeniden kalkarız; bu bizim doğamızda var.

“Kadına yönelik şiddet insanlığa ihanettir.”

Altta yazanları herkesin okumasını rica ediyorum:

“Çocuk doğururuz ya da doğurmayız; gece dışarı çıkarız ya da çıkmayız; kiminle görüşüp görüşmeyeceğimize en iyi biz karar veririz; istediğimiz gibi giyinir, istediğimiz ruju süreriz.”

KÖLE değiliz, özgür bireyleriz.

Ayrıca hiçbir şey şiddetin bahanesi olamaz!

İster eşim ol, ister sevgilim, ister babam ol, ister arkadaşım, ister erkek kardeşim; hiçbir kadın psikolojik, fiziksel, cinsel, ekonomik ve sözel şiddete maruz bırakılamaz. Bu dünya artık değişecek, değişmeli. Binlerce kadın her gün cinayete kurban gidiyor. Öyle vahşi şekilde katlediliyorlar ki insanın yüreği kaldırmıyor artık. İçimiz kan ağlıyor. Daha ne olması gerekiyor bunlara dur diyebilmeniz için? Daha kaç can yitip gidecek, kaç ruh yıkıma uğrayacak? Bu hepimizin sorunu. Bugün de artık konuşmak yetmez. Faaliyete de geçmek gerekiyor. Uyan artık, uyanalım, bir etrafımıza bakalım, kendimize bakalım neler oluyor. Fark edelim.

Ben şuna inanıyorum ki her birimiz yanındaki bir kişinin omzuna dokunursa o kişi kuvvet bulacak ve diğer yanındakine de güç verecektir ve bu şekilde daha da güçlü bu mücadeleye devam edeceğiz.

Unutmayınız ki; toplumu var eden bizleriz. Medeniyetin ve gücün temsiliyiz. Bizler karanlık dünyaya ışığı getirenleriz. Sizler bu ışığı da engellerseniz dünyanın daha da yaşanılmaz bir yer olması kaçınılmaz olacaktır.

John Stuart Mill :”Bir uygarlığın  seviyesini ölçmek isterseniz, önce kadının hayat şartlarına bakın” demiştir.

Şiddeti sadece bedensel acı olarak görenler çok yanılırlar, ruhların da nasıl yıkıma uğrattıklarını bilmezler. Kalıcı hasarlara yol açmayalım.

Böyle bir durumda kesinlikle güvenilir bir yakından sosyal destek alınmalı ve uzmana başvurulmalıdır.

Ayrıca bu konuda yardımcı olabilecek kurumlarla irtibat halinde muhakkak olunmalıdır.

Son olarak bunu da eklemeyi unutmayalım; şiddet de virüs gibidir. Çocuklarımıza bunu yaşatmaya hakkımızı yok. Sevgiyi gösterelim, onlara doğru örnek olalım. Ruhların da yıkıma sebebiyet vermeyelim.

 

 !Suçlulara Caydırıcı Cezalar Verilsin ve Artık Kadına Yönelik Her Türlü Şiddet Son Bulsun İstiyoruz.!

Erken Fark Et, Hayat Kurtar!

Ben varım, sen varsın, biz varız!

YALNIZ DEĞİLSİN!

!Ben bir anneyim, ben bir eşim ,ben bir kız kardeşim, ben bir kız arkadaşım ,ben bir kız çocuğuyum, ben bir İNSANIM!

 “YAŞAMAK”

BENİM DE HAKKIM

İrem ŞENGÜL
Hasan Kalyoncu Üniversitesi -PDR

Bu Yazıyı Paylaş
Yorum Yap