
Mikro Kimlik Değişimi: “Ben Böyle Biriyim” Kalıbını Yeniden Yazmak
Kimliğimizi ilk olarak aile içinde inşa etmeye başlarız. Yavaş yavaş büyürken, çevremizdeki aile bireylerini gözlemleriz. Onların davranışlarını, yaşayış biçimlerini kendimize göre şekillendirir ve bu süreçte kendi kimliğimizi oluşturmaya başlarız. Bu şekilde, ailemiz içinde “çocuk” kimliğini benimseriz.
Ailenin bize biçtiği bu rol, zamanla sürekli dile getirilmeye başlanır. Örneğin, teyzemiz “Hadi kızım, şunu yap” dediğinde, annemiz “O daha çocuk, yapamaz” gibi bir cümle kurduğunda çocuk, zihninde şunu kodlamaya başlar:
“Ben çocuğum, bunu yapamam. Zaten beni böyle kabul ediyorlar.”
Bu kalıp, kişinin duygusal ilişkilerinde, iş hayatında ve arkadaşlık ilişkilerinde sürekli tekrar eder. Küçüklüğünden itibaren bilinçaltına yerleşir: “Ben böyleyim.” Eğer zaman içinde bu kalıp “Artık büyüdün, bunu yapabilirsin” gibi bir uyarıcıyla karşılaşmazsa, birey bu düşünceyi değiştirmez.
Oysa çoğu zaman ebeveyn, çocuğun küçük olduğu için bazı şeyleri yaptırmaz. Ama çocuk bunu genel bir gerçeklik olarak algılar. Ta ki bir gün ebeveyni, “Artık büyüdün, artık sen yapabilirsin bunları” gibi bir şey söyleyene kadar. Ancak bu aşamadan sonra değişim zor olabilir. Çünkü birey, yıllar boyunca doğru sandığı şeyin aslında geçici bir rol olduğunu fark eder. Her ne kadar zor olsa da bu süreç yaşanması gereken bir evredir. Atalarımızın da dediği gibi:
“Geç olsun, güç olmasın.”
Günlük hayatımızda da sıklıkla “Ben böyleyim” cümlesini duyarız. Aslında bu kalıbı kırmak bizim elimizdedir. Ancak karşımızdaki kişi ısrarla “Ben böyleyim, işine geliyorsa” tarzında konuşuyorsa, bu onun size olan tutumunu gösterir. Burada kimsenin bir başkası için değişmek zorunda olduğunu söylemiyorum. Asıl mesele şu: Size değer veren biri, zamanla sizi gözlemler, sizi anlamaya çalışır. Sizi üzmemek, mutlu etmek için sınırlarınıza ve değerlerinize saygı gösterir. Bu süreçte ya zamanla benzer hale gelirsiniz, ya da farklı kalıp birbirinizin sınırlarını ihlal etmeden saygıyla birlikte var olursunuz.
Eğer karşınızdaki kişinin farklılıkları, sizin kabul edemeyeceğiniz düzeydeyse; o kişi ya kendini değiştirmeye çalışır ya da bu davranışlarını sizin yanınızda sergilememeyi seçer. Kısacası, isteyen kişi “Ben böyleyim” kalıbını yıkar; yeter ki gerçekten istesin. Bu kalıbın arkasına saklanmak, çoğu zaman korkaklık ve cesaretsizliktir.
Bu nedenle, “Ben böyleyim, beni böyle kabul et” diyen birine hemen inanmayın. Değişmek isteyen biri, istediği kalıpların dışına çıkabilir. Eğer çıkmıyorsa, ya size değer vermiyor ya da sizi kaybetmekten korkmuyordur.
Değişim ne kadar zor olsa da oldukça önemlidir. Sonuçları iyi ya da kötü olabilir, fakat denemekten zarar gelmez. Aynı kalıplarla ilerleyememektense, harekete geçip değişimi yaşamak gerekir. Unutmayalım ki, bazen kazanmak için kaybetmeyi göze almak gerekir.

Sabiha Naz Gümüş
Kütahya Dumlupınar Üniversitesi Sosyoloji Bölümü
2. Sınıf Temsilcisi
Sosyoloji Departmanı Blog Yazarları Yöneticisi







