
Çocuklarda Travma Sonrası Diş Kırılması Durumunda Ne Yapmalı
Çocuklarda özellikle 6-12 yaş aralığındayken dental travmalar oldukça sık görülür. Bu yazımızda olası bir travma sonucunda gelişebilecek komplikasyonları listeleyip, tedavi prosedürlerini inceleyeceğiz.
Tüm diş yaralanmalarında sistemik bir yaklaşım benimsemek gerekir. Dişteki yaralanmanın ne zaman, nerede, nasıl geçekleştiği ve oklüzyon incelenmeli; dişte sıcak soğuk uygulamasında ağrı olup olmadığı sorgulanmalıdır. 5 yaşından küçük çocuklarda 20 süt dişi, 6-12 yaş aralığındaki çocuklarda süt ve daimi karışık dişlenme ve 13 yaşındaki çocuklarda da 28 daimi dişin sürmüş olduğu kabul edilir.
Dental Travma Sınıflandırması
1) Mine Kırığı (Komplikasyonsuz Kırık)
Diş kırığının sadece mine tabakasında olduğu, komplikasyonsuz kabul edilen kırıktır. Bu tür yaralanmalarda ağız içinde keskin, yumuşak dokuları rahatsız edici bir yüzey oluştuysa aşındırılarak düzeltilir ve gerekiyorsa az miktarda kompozit materyalle dolgu eklenebilir. Tedavi sonrasında yumuşak besinler tüketilmeli ve ağız hijyeni sürdürülmeli. Sıcak-soğuk hassasiyetlerinde hekim bilgilendirilmeli.
2) Mine-Dentin Kırığı (Komplikasyonsuz Kırık)

Pulpa dokusunun açığa çıkmadığı ve sadece mine – dentin dokusuyla sınırlı kaldığı, yine komplikasyonsuz kabul edilen kırık tipidir. Dentin dokusu açığa çıktığı için yeme-içme durumlarında hassasiyet açığa çıkabilir ve buna bağlı çürük gelişimi görülebilir. Yüzeyin cis veya kompozit ile kapatılması gerekir. Tedavi sonrası pulpa durumu ve kök sağlığı açısından 6-8 haftalık periyotlarla diş takip edilmelidir.
3) Pulpanın Açığa Çıktığı Kırıklar (Komplikasyonlu Kırık)

Pulpanın canlılığını korumak ve olası enfeksiyon risklerini önlemek için hızlıca tedavi edilmelidir. Diş, lokal anestezik altında pulpatomi işlemi için hazırlanılır ve MTA, CaOH gibi toksisitesi az olan olan materyallerle kapatılır ve dolgu materyalinin konulmasıyla işlem bitirilir. Dişin durumu 1 hafta sonra yeniden kontrol edilmeli, vitalitesi incelenmelidir. Daha sonrasında 6-8 haftalık periyotlarla takip sürdürülmelidir.
4) Kök Kırıkları / Dişin Yerinden Hafif Kaydığı Durumlar

Diş restore edilebilirliği açısından incelenir ve kırık parçalar uygun durumdaysa yapıştırılabilir. Diş soket içerisinde hareketliyse vitalite açısından değerlendirildikten sonra, esnek splintleme yapılabilir. Bu aşamada sert splint uygulaması dişin periodontal dokularında harabiyet yaratabilir, bu nedenle tercih edilmemelidir. Yine tedavi sonrası radyografik kontrollerle dişin durumu takip edilmelidir.
5) Avülsiyon (Dişin Yerinden Tamamen Çıkması)

Oldukça acil bir durumdur. Diş çocuğun tükürüğünde, sütte ya da suda saklanarak yıkanmadan, derhal hekime başvurulmalıdır. Avülse olan diş süt dişi ise replante (yerine yerleştirme) edilmez çünkü daimi dişin gelişimini olumsuz etkiler. Ancak daimi diş ise hızlıca replante edilip, splintlenmesi gerekir. Tedavi sonrası esnek splintleme ve sıkı takip şarttır. Dişin vitalitesi ve ağız içi bulgular değerlendirilerek, enfeksiyon riski göz önünde bulundurulmalıdır.
Sonuç olarak olası bir travma sonucu hızlıca diş hekimine başvurulmalı ve travma bölgesine soğuk kompres yapılarak ağrı kontrolü sağlanmalı. Soğukkanlı ve hızlı bir şekilde hareket edilerek çocuğun korkması önlenmeli. Dişin durumuna uygun ilgili tedavi gerçekleştirildikten sonra yumuşak besinlerle beslenilmeli, ağız hijyeni korunmalıdır. Düzenli kontrollere gidilmeli ve herhangi bir şişlik, ağrı, hassasiyet ve renk değişimi gibi durumlar doktora bildirilmeli ve yeni bir tedavi planlaması oluşturulmalıdır.

Bengü Begüm Savran
Kırıkkale Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi
4. Sınıf Temsilcisi







