
Çocuk Suçları
Merhaba Etkin Kampüs Okuyucusu, yazıma hoş geldin!
Kavramları tanımlayarak başlayalım o halde.
Çocuklar ile ilgili ilk Uluslararası Sözleşme olarak bilinen Birleşmiş Milletler (BM) Çocuk Hakları Sözleşmesi’nde belirtildiği üzere; 18 yaşından küçük her birey çocuk sayılmaktadır.
Suç; yasanın cezalandırdığı, hareket veya topluma zarar verdiği yasa koyucu tarafından kabul edilen eylemlerdir.
Çocuk suçluluğu kavramı ise 18 yaşından küçük bireyin suç işlemesi olarak tanımlanabilir.
- ‘Suçlu çocuk mu, suça sürüklenen çocuk mu?’
Gelişimini tam olarak tamamlayamamış çocuğu, yasaya aykırı davranışları nedeniyle gelişim dönemlerinden soyutlayıp ‘suçlu çocuk’ gözüyle bakmak doğru değildir. ‘Suçlu çocuk’ kavramı yerine ‘suça sürüklenen çocuk’ kavramını kullanmak daha doğru olur. Bu kavram, ‘her suça bulaşan çocuk aynı zamanda mağdur çocuktur.’ anlayışıyla hareket edilmesi gerektiğini gösterir.
Suça sürüklenen çocuklar, tüm toplumu ilgilendiren sosyal bir sorundur. Çocuğu suça sürükleyen faktörlerin temelinde aile yer alırken madde bağımlılığı, erken yaşta çalışmaya başlama, erken olgunlaşma (kendilerinden yaşça büyük kişilerle iletişim kuran bireyler), göç, sokak çocukluğu da sayılabilir.
Çocuklarda her birey gibi çevresi ile etkileşim halindedir. Başta ailesi olmak üzere yaşadıkları çevrede suç işlemiş bireylerin olması çocuğu daha fazla suça sürüklemektedir. Ek olarak şiddet ve istismara maruz kalan, okul çağında olup okuluna devam etmeyen çocuklar suça maruz kalmaktadırlar.
- Türkiye’de Çocuk Suçluluğu Durumu
Ülkemizde çocukluk dönemi suç araştırmalarında suç türü olarak ilk sırada hırsızlığın yer aldığı gözlemlenmişken ardından madde kullanımı ve alım satımı, mala zarar verme suçları gözlemlenmiştir.
Çocuğun suça sürüklenmesinde en az pay bireysel faktörlere bağlıdır. Birey doğduktan sonra başta ailesiyle sonrasında ‘çevresi içinde’ şekillenir. Bu nedenle, cinsel istismara maruz kalmış, ailesinde suç işlemiş birey bulunanlar, göç etmiş düşük gelirli ailelerin çocuklarının suça yönelmesi daha muhtemel olduğundan çocuklar tespit edilip gerekli desteğin sağlanması için ziyaretler yapılmalıdır.
Yazımı güzel bir sonla tamamlamak isterim.
‘Çocuklarını büyüklerinden çok düşünen, koruyan, esirgeyen ve onları sağlıklı yetiştiren millettir ki; Yarınlarını daha iyiye, daha güzele gözü arkada kalmadan teslim edebilir.’ ATATÜRK
Umarım okurken verimli dakikalar geçirmişsinizdir.
Okumalarınız için teşekkürler.
- Kaynakça:
Fatma Nur Küçükefe
Kütahya Sağlık Bilimleri Üniversitesi Sosyal Hizmet Bölümü
2. Sınıf Temsilcisi