
Doğum Korkusuna Felsefik Bir Yaklaşım: HypnoBirthing
“Bir bebeği karşılamaya hazırlanmak, sadece gebelik ve doğum sürecini değil, hayatınızın geriye kalanını da değiştiren bir deneyimdir.”
Aslında bu cümle bize çok derin anlamlar kazandırıyor. Doğumu sadece doğum olarak görmemeyi, bunun daha anlamlı ve önemli bir deneyim olduğunu vurguluyor. İşte bu deneyimdeki en rahat ve basit destekçimiz HypnoBirthing yöntemi oluyor.
Bu yöntem gebeleri, daha güvenli, daha rahat ve en önemlisi daha keyifli bir doğuma hazırlıyor. HypnoBirthing felsefesini benimseyen her kadın bebeğinin bu yolculuğunda hem bebeğine hem de ona doğum için yoldaşlık edecek bedenine güvenmelidir. Kadın için her doğumu özeldir. Bu yüzden biz ebeler her doğuma sanki ilkmiş gibi yaklaşmalı ve desteklemeliyiz.
Doğal doğum kavramı Dick-Read’in Londra’nın sokaklarından birindeki bir gecekonduda gerçekleşen doğuma çağırılmasıyla ortaya çıkmıştır. Gittiği gecekonduda daha önce hiç şahit olmadığı bir doğuma şahit olur: Sadece güçlü nefeslerle doğum yapan bir kadın. Ağrı yok. Acı yok. En önemlisi korku yok. Dick- Read savaş dönemlerinde de cephelerde hiç ağrı hissetmeden doğum yapan kadınlara şahitlik etmiştir. Dick-Read bunun sonucunda “Korku-Gerginlik-Ağrı Sendromu” adını verdiği kuramını ortaya koyar.
HypnoBirthing yönteminin mimarı Mongan bu yöntemi ilk olarak kendi doğumlarında keşfetmişti. Hiç beklemediği anda gebe kalsa da bu durum onun doğuma dair korkularını körüklememiş aksine ufkunu açmıştı. Fakat her ne kadar uğraşsa da ilk iki doğumunda dışarıdan müdahalelere maruz kalmıştı. Son doğumunda doğru doğum ekibi ile çalışıp doğal doğum yaptı. Eşinin de destekleriyle müdahale olmadan kızını dünyaya getirdi. 1897 yılında hipnoterapi eğitimi aldı ve fark etti ki kendi doğumlarında aslında kendi kendini hipnoz uygulayarak rahatlatmıştı.
Günümüzde HypnoBirthing, kadınların bedenlerinde var olan gücü keşfetmelerini, nasıl kullanacağını öğrenmelerini ve doğum için bedenlerine güvenmeleri gerektiğini öğretiyor.
HypnoBirthing temelinde dışarıdan doğuma yapılan bütün müdahaleleri birer ‘ıvır zıvır’ olarak nitelendiriyor ve kadınların bunlara ihtiyaçlarının olmadığını vurguluyor. Peki, bu ‘ıvır zıvırlar’ hayatlarımıza nasıl dâhil oldu? Anestezi ilk olarak Kraliçe Victoria’nın ısrarları üzerine yapılmıştı ve bu durum evde olan doğumları hastanelere taşıyarak günümüzdeki halini aldı. Böylece kadının bedeni ve doğum sürecinde söz hakkı azaldı. Tüm bunların sonucunda doğal doğumun düşmanı o duygu ortaya çıktı: Korku. Bu duygu insan vücudunda adeta bir panik havası yaratarak tüm sistemleri etkisiz hale getiriyor ve sadece gerekli organlara kan akışı sağlanıyor. Bu gerekli organlar içerisinde rahim bulunmadığı için kasların gevşemesi gereken yerde kasılması bebeğe giden kan damarları da etkileyerek doğumun uzamasına, bebeğin hayatının tehlikeye girmesine sebep oluyor. Sağlık çalışanları da bu sebeplerle müdahalelerde bulunarak doğumun doğal akışını engelliyor.
HypnoBirthing yönteminin temelinde 4 yasa yer alıyor. Bunlar;
Psiko-fiziksel Tepki Yasası: Bedenin, zihin tarafından emredilen komutları yerine getirdiğini ifade eden yasadır. Anne doğumun korkunç bir eylem olduğunu düşünürse beden buna inanır ve korkup acı çeker.
Uyumlu Çekim Yasası ve Tekrar Yasası: Bu yasa düşüncelerin ve dile getirdiğimiz şeylerin gerçeğe dönüştüğünü öne sürer. Yıllardır doğum acı verici bir eylem olarak kodlandığı için her kadın acı çektiğine inanır. Sözler ve düşünceler duygulara, duygular inançlara, inançlar da davranışlara dönüşür. Eğer sözlerimiz ve düşüncelerimiz olumlu olursa davranışlarımız da olumlu olur. Bu yüzden HypnoBirthing yönteminde olumsuz ifadelere yer yoktur.
Motivasyon Yasası: Kadın bu eylemi başarabileceğine inanarak kendini motive eder ise doğum esnasında yaşayacağı acıyı hissetmez çünkü bedenini ve zihnini tamamen boşaltmış ve bebeğine odaklanmış durumdadır.
HypnoBirthing yönteminin 4 temel tekniği vardır. Bunlar;
Nefes: 3 hafif nefes tekniğinden oluşur. Doğru nefes alıp vermek gevşemek için çok önemlidir. İlki gevşeme nefesidir. Bu teknikte alınan nefesin vücutta gezindiğinin hayal edilmesidir. İkinci teknik dalga nefesidir. Bu nefes tekniğinin amacı nefesi alırken ve verirken mümkün olduğu kadar uzun tutmaktır. Sonuncu nefes tekniği de doğum nefesidir. Amacı bebeğin doğum için ilerleyişine destek olmaktır. Bunun adı itmek değildir.
Gevşeme: Birçok gevşeme tekniği bulunmaktadır. Kadın kendine uygun olan yöntemi seçerek bunun üzerinde ustalaşır. Bunlar; hafif dokunuş masajı, yok olan harfler, aşamalı gevşeme ve çapa noktalarıdır.
Görselleştirme: Bu yöntem rutinde uygulamaktan çok dalgalar esnasında kullanıma uygundur. Zihni ve bedeni gevşetmek için kullanılan bir araçtır. Kasların mavi saten kurdeleler olarak hayal edilmesi veya perinenin açılan bir goncaya benzetilmesi gibi olguları zihinde farklılaştırılarak kullanılan bir yöntemdir.
Derinleşme: Bu yöntemde anne tamamen gevşemiş bir şekilde uygulamaya hazır olmalıdır. Bu yönteme örnekler; eldiven gevşemesi, derinlikölçer, duygusal geçit vanası, zaman çarpıtmasıdır.
Bunların dışında egzersiz de yine doğum için önemlidir. Yürüyüş, iyi bir duruş, pelvik sallama, bacak kaslarını güçlendirmek, zıplayan kurbağa ve pelvik taban egzersizleri yapılarak doğumdan önce beden ve kaslar hazırlanmalıdır.
Yine perine masajı da HypnoBirthing için önemli adımlardan biridir. Bu masaj her gün en az beş dakika yapılmalıdır. Kadının kendisi ya da eşi tarafından uygulanabilir.
HypnoBirthing yönteminin faydalarından biri de makat gelen bebeklerin gevşeme teknikleri ile ters döndürülmesidir. Annenin stres faktörlerinin ortadan kaldırılması ile beraber kaslar gevşer ve bebeğin dönmek için daha geniş alanı olur.
HypnoBirthing eğitimi almış kadın doğumun başlama işaretlerini iyi bilir ve kendini gözlemler. Dalgalanmaların sıklığını takip eder ve arttığında kadın sakin kalarak bu dalgalar ile baş eder. Dalgalar esnasında ağrı hissetmez. Eğer dalgalar sık aralıklarla gelmiyor ise bu doğumun kötü ilerlediğini değil rahmin ve bebeğin daha hazır olmadığı anlamına gelir. Bunu için herhangi bir kimyasala başvurulmamalıdır. Sağlık görevlisi tarafından indüksiyon ile doğumun başlatılması önerildiğinde Bishop skorlamasını sorarak doğumunun yakın olup olmadığını anlayabilir.
Doğumu doğal olarak başlatmanın bazı yolları vardır. Bunlar; Acılı ve baharatlı yemekler, sevişmek, banyo, akupunktur ve en önemlisi korkuyu serbest bırakmaktır. Bunların dışında olumlamalar kullanmak da yine doğumun kolaylaşmasını sağlayan durumlardır.
Bedenimiz kendi haline bırakıldığında aslında kolaylıkla doğumu gerçekleştirebilir. Peki bu nasıl gerçekleşir? Annenin bedeni doğal fırlatıcı refleksine sahiptir ve zorlayıcı güce gerek olmadan bebeği rahim dışına ilerletir.
HypnoBirthing yönteminin amacı doğuma müdahale etmek değil doğumu kolaylaştırmaktır. Korkunun hem fiziksel hem de duygusal olarak zararları düşünüldüğünde kadına kimyasallar vermek yerine bu zehirli duygudan kurtarmak için uğraşılmalıdır. Bu da ancak kadının doğumun fizyolojik sürecini öğrenmesi ve doğasında yer alan dürtülerinin bu eylemi gerçekleştirecek güce sahip olduğunu bilmesi ile mümkün olur. Çünkü her kadın korkusuz, acı çekmeden keyifli bir doğum yapmayı hak eder.
Kaynakça
Marie F. MONGAN, HYPNOBİRTHİNG MONGAN YÖNTEMİ kitabı
Aydın Adnan Menderes Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Ebelik bölümü öğretim üyelerinden Dr. Öğr. Üyesi Sibel Şeker hocama bu konuda bizimle paylaştığı bilgileri ve deneyimleri için çok teşekkür ederim.
Hilal Kübra Bayram
Aydın Adnan Menderes Üniversitesi Ebelik Bölümü
3. Sınıf Temsilcisi