
29 Ekim: Özgürlüğe Atılan En Cesur Adım
Merhaba sevgili okur,
Bugün 29 Ekim 2025.
Takvim, Türkiye Cumhuriyeti’nin 102. yılını gösteriyor. Bir asrı geride bırakmış bir devlet… genç, dinamik, hâlâ öğrenen ve hâlâ yol açan.
Bu yılın anlamı bence şu:
Cumhuriyet hâlâ ilk günkü kadar yeni, hâlâ ilk günkü kadar heyecan verici.
🖋 Cumhuriyet: Attığımız Değil, Sahip Çıktığımız İmza
Tarihi anlatırken çoğu zaman büyük sözler ederiz: “Destan yazdık, ecdadımız can verdi…”
Elbette bunların hepsi doğru; fakat Cumhuriyet’in ilanı, sadece duygusal bir başarı değil, aynı zamanda akıl dolu bir stratejiydi.
📌 1922’de saltanat kaldırılmıştı. Devlet vardı ama adı yoktu. Yönetim şekli vardı ama tanımı yoktu.
Bir ülke yöneteceksin ama sistem belirsiz. Bir düğüm çözülmeliydi.
Ve o akşam, Mustafa Kemal Paşa çok sade bir cümle kurdu:
“Yarın Cumhuriyet’i ilan edeceğiz.”
Hayatın bazen en kritik kararları böyle verilir: Sessizce, abartısız, ama geri dönüşsüz.
Bu imza, sadece bir yönetim biçimini değil; bir zihniyeti değiştirdi.
“Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir.”
Bu cümle, o gün Meclis’e değil, tarih kitaplarının kalbine kazındı.
⚖️ 102 Yıl: Denemeler, Yanılmalar, Tekrar Ayağa Kalkmalar
Cumhuriyet, bize sadece bir devlet formu sunmadı.
Bize:
- Eleştirme hakkı,
- Seçme ve değiştirerek ilerleme hakkı,
- Kadının toplumda görünürlüğünü,
- Bireyin devlet karşısında var olma gücünü kazandırdı.
Bir imza ile:
- Harf devrimi geldi,
- Hukuk sekülerleşti,
- Kadınlara seçme-seçilme hakkı tanındı,
- Eğitim tabana yayıldı.
Cumhuriyet’in bize verdiği en büyük lüks, oy kullanma değil, düşünme özgürlüğü oldu.
Ve evet, 102 yıldır hatalar da yaptık. Kimi zaman rotadan çıktık, kimi zaman yorulduk. Ama en önemlisi: Hiç vazgeçmedik.
Çünkü bu imza, bir güne ait değildi; geleceğe atılmıştı.
🌱 Hâlâ Tamamlamadığımız Bir Ödevimiz Var
Cumhuriyet bir kutlama değil, bir sözleşmedir. Her sabah yeniden imzaladığımız bir sözleşme:
“Bu ülke benim. Söz hakkım var.”
Bugünü sadece geçmişi hatırlamak değil, kendimize şu soruyu sormak için kutlarız:
Bu mirasın büyümesi için ben ne yapıyorum?
Özgürlük; kazanılıp rafa kaldırılacak bir ödül değil, her gün yeniden savunulması gereken bir değerdir.
29 Ekim, bize bırakılmış bir hatıra değil, geleceği değiştirme yetkisinin devridir.
O yüzden:
Yaşasın Cumhuriyet. Çünkü hâlâ en modern, en insancıl ve en özgür yol odur.

Hanne Kılavuz
İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Hemşirelik Bölümü Mezunu
Etkin Kampüs Genel Blog Koordinatörü
Hemşirelik Departmanı Blog Yazarları Yöneticisi







