fbpx

Aileyi Eve Çıkmaya İkna Etme Sanatı

“Bana ne ya ben de çıkıcam o eve!”

Öncelikle şunu bir düşünelim nedir bu eve çıkma mevzusu? Neden bir statü meselesi, bir direniş ateşidir? Aileler karşı koymak için mazeret ararken bizim neden aksini çürütecek tezler hazırlamamız lazım. Arkadaş çevresinde ben evde kalıyorum ya diyebilmek için mi? Özgürlüğü, bireyselliği, başına buyrukluğu doruklarda yaşayabilmek için mi? Yoksa zaten elimizde bir üniversite hayatı var arkadaşlarla dolu dolu yaşayalım da bir 4 yıla gelecek kaygısına daha sıkı sarılalım diye mi? 

Ne yazık ki toplum olarak eve çıkmada kız öğrencilerin işi daha zor oluyor ailelerimiz bir tanecik prenseslerini öğrenci evine bırakmamak için yoğun bir çaba sarf ediyor. Çağın sorunları, haber başlıkları onları pek de haksız çıkarmıyor ancak cinsiyet fark etmeksizin istediğimiz hayatı yaşamamızaa kromozomlarımızın tesadüfi dağılımları engel olmamalı.

Kimsenin ailesi okula 3 dakika uzaklıkta olan imkan ve verimlilik açısından fiyatın gayet makul olduğu bir yurdu bırakıp biricik evlatlarının öğrenci evi sefaleti yaşamasına razı gelmez. O zaman ne yapacağız nasıl başaracağız derseniz kaleyi içten fethedeceğiz. 

Kendini keşfetmek, bütçeni kontrol etme, olumsuzluklarla tek başına baş edebilme, yeni bir ortam deneyimleme, özgüven patlaması yaşama gibi özellikler zaten kazanılan banko skiller.

Üniversiteli artık senin “oğlum sabaha kadar king oynadık” diyen Eren, Atilla, Emre ve Bahadır’ın arasında olman lazım. Melis, Selin ve Pelin’le beraber işletme 2’deki Berktuğ’nun Ece’yi neden terk ettiğini rahat rahat, müziğin sesini kısmak zorunda kalmadan, hunharca gülerek enine boyuna tartışabilmen lazım. Hadi hepsini geçtik, çamaşır sırası beklemek nedir ya? Bu hayat sana hiç yakışmadı! Senin artık arkadaşlarınla küçük bir eve doluşup, haftanın 7 günü kızarmış patates, köfte, makarna ve bira menüsüyle 0 vitaminle ayakta kalabildiğin survivor’ı yaşamaya geçmen lazım. Boşalan bira şişesiyle kızlı erkekli şişe çevirmece oynayarak Tuğçe’nin senin hakkındaki fikirlerini öğrenme zamanın geldi. 

Şimdi “ben karışmam, babana sor”, “bu sene geçsin de bakarız”, “Ev çok masraf, güvenli değil.” “Hem sen yumurta bile kıramıyorsun, yediğin tabağı yıkamıyorsun.” gibi onur kırıcı cümlelerle savaşma vakti.  

İşte herkes için 6 sıkımlık ikna taktiği hadi başlayalım o zaman;

1.Yurtları kötülemekten vazgeçme!

İşin zor kısmı konforlu yeri bırakmaya ikna etmek yani bundan sonrası cepte. Eğer ki yaşadığımız yer fazla paraya minimum hizmet aldığımız her gün odalarda ışıksızım şarkısını canlandırdığımız yakınacak birçok şey bulabileceğimiz apart evler veya yurtlar ise işi profesyoneline bırakın ve okumaya devam edin. Öncelikle yetkili kişilerle bir türlü anlaşamayın! Evet anlaşamayın diyoruz onlarla savaşın! Sıcak su akmıyor, kaloriferler yanmıyor diye sürekli yakının, aynı fiyata krallar gibi evde kalabileceğinizden bahsedin. Zaten aparta ikna olmuşlar eve çıkmak için de 3-5 eşya bulmak abonelik işiyle uğraşmanın gözünüzü korkutmayacağını her şeyle ilgileneceğinizin garantisini verin ve kesinlikle sözlerinizin arkasında durun. 

Yurtlarda kalıyorsunuz veya oraya girmemek için kurbanlık koyun gibi diretiyorsanız yurtları sonuna kadar kötüleyin. Yemekleri, kalitesi, oda arkadaşlarının uyumsuzluğu… Yalan söylemekten çekinmeyin yani ehehe. Param çalındı, ayakkabılarım çalındı, aç kalıyorum, internet çekmiyor ders çalışamıyorum, çok üşüyorum, oda arkadaşım hırsız, babası mafyaymış bir de… Bu kadar yalandan bir şey olmaz sanki? 

2.Eve çıkmaktan daha ekonomik baba ya…

Maddiyat! Ailenizin sizin güvenliğinizden önce ya da SONRA ehehe, en önem verdiği konulardan birisi. Ailene mini bir sunum yapmaya hazır mısın? Artık üniversitelisin öyle “Anne/baba yaa ama bütün arkadaşlarım eve çıktılar yaa!” diyerek tartışmayı kitlemek en büyük yanlışlardan. 3-4 arkadaş eve çıktığınızda maliyetin ne kadar düşeceğini gösteren, eve çıkmanın size kazandıracağı pozitif özelliklerden bahsettiğiniz bir sunum hazırlayın. Aileniz kıyafetlerden çıkmayan inatçı lekeler gibi diretiyorsa durumu biraz daha abartarak bununla ilgili sayısal veri, araştırma ne varsa ekleyebilirsiniz. 

Ek olarak; “Yurtda bizi sömürüyorlar bildiiiğiiin babaa öyle böyle değil, 3 arkadaş eve çıksak elektrik, su, market alışverişi falan bölüşsek daha hesaplı oluyor.” gibi cümlelerle de süsleyebilirsiniz. 

3.Akrabalar ne güne duruyor?

Muhtaç olduğun kudret damarlarında akan asil kanda mevcut! İyi bir hamle için uygun zaman ve uygun kişilere ihtiyacımız var. Bizce en uygun zaman akrabaların sizde toplandığı bir akşam oturması. Tabii burada kesinlike ailenin en haylazını yani okutmak için ailenin varını yoğunu sattığı karşılığını da bütlerle veren haylazı seçmeyin. Burada çalışkan ve uslu bir karakter sizi destekleyecektir. Ayşe teyzenizin şehir dışında öğretmenlik okuyan kızı Şeyma bunun için iyi bir örnek olacaktır. Şeyma’nın deneyimlerinden faydalanın niyetiniz uslu uslu okulunuza gidip derslerinizi dinlemek olmasa bile siz yine de Şeyma’nın o güzel sessiz sakin, yabancı ellerdeki üniversite hayatını anlatmasından faydalanın. 

Şimdi sıra dayı, amca, teyze, hala, enişte ne ararsak onlarda. “Amaa hala yaa bişe desene :(“ gibi bir tavırla değil. Git ve ailede en çok hangisinin sözü dinleniyorsa onun kanına gir. 

Sıradaki rotamız varsa abimiz ya da ablamız! Onlara yakınacağız aynı fiyata eve çıkan arkadaşlardan başlayıp evlerinin güzelliğinden keşke benim de böyle bi şansım olsalardan devam edeceğiz. Keşke benim de ondanım olsa…  

Sonrasında tercihen yüzyüze olduğumuz bi an açacağız konuyu arkadaşların hazır olduğundan kiraları araştırdığımızdan olabilecek tüm olumsuzluklara hazır olduğumuzdan biraz da yumuşak bir tavırla çok istediğimizden bahsedeceğiz. 

4.Haydi ev alışverişine!

İstikrarlı çalışmak çok önemli. Sakın acaba izin verecekler mi vermeyecekler mi zaten belli değil diyerek arkadaşlarınızı ayarlamayı ihmal etmeyin. Eve çıkacağınız arkadaşlarınızı hazırlayın tek eksiğin izin almak olduğundan bahsedin. Hiçbir aile çocuğunun tuataralar gibi sürünmesini istemez kolayca çözülüp ikna olacaklardır.

Başlarda hayaliniz olan ev için artık ilk eşyanızı alma vakti. Kendinize sabahlara kadar finallere çalışırken damarlarınızdaki kanı kafeine dönüştürmenize eşlik edecek güzel bir kupa alın. Dilerseniz siz işi biraz daha ileriye götürüp diğer eşyalarınızı da alabilirsiniz. Tabii çeyiz hazırlamaya dönmesin dikkate edin ehehe. 

Geldik okula uzak koğuş yatakhanesi gibi ranzalı 50 kişiyle aynı tuvalet banyo kullanmalı yurtlara. Bu kısımda eğer cüzdanınızı düşünmeden hareket ediyorsanız en şanslı kesimdesiniz. Hele de büyük şehirde okuyorsanız mesafenin her gün sizi arkadaşlarınızdan 2 saat erken uyanmaya zorladığından kapısız banyolardan odaların boğucu kalabalığından bahsedip üstüne de 3-5 timsah gözyaşı döktüyseniz oldu bu iş. Yufka yürekli aile fertlerimiz sizi sıcacık öğrenci evinize kendi elleriyle bırakacaklardır.

Bu yazıyı binbir emekle toplama bilgisayar gibi ev döşeyip hayallerimizin ikea evini yarattığımız pandemi vurduğu için aylardır boş kalan evimizin anısına ve minik ev arkadaşlarıma…

5.Sağlık, sağlık, sağlık!

Biricik evlatlarının sağlığı eminiz ki en önemli konulardan birisi. “Anne vallaha geçende bir bayılmışım yurt da beni hastaneye falan götürmüşler ben de anlamadım, çok soğuk oluyor işte orası üşütmüşüm…” Bayılmanız ve üşütmeniz arasındaki bağlantıyı anneniz sorgulamayacaktır merak etmeyin. 

6.Son vuruş anne yüreği! 

Babaya gidecek yol da anneden geçiyor hiç şüphesiz. Annenizi etkilemenin en önemli yollarından birisi de “Anne arada sen de gelip kalırsın işte ne güzel olur.” demektir. Araya, annenizin gelip o özlediğiniz yemeklerini yapacağını da eklerseniz tam olacaktır. Hatta gel birlikte bakalım evi ben çok detaylı bakamayabilirim sen daha iyi anlıyorsun bu işlerden dediniz mi rahat bir nefes alabilirsiniz. Annenizin yüreği pamuk gibi yumuşamış olacaktır.   İkinci adım yemekler! Ana yüreği bu dayanamaz. Başka yerdeki yemeklerin kendi yemeklerine su dökemeyeceğinden yakınacağız. Yurt deneyimimiz varsa yaşadığımız olumsuzlukları yoksa da çevreden duyduğunuz olumsuzlukları anlatın. Annelerimize çamaşır sıraları, banyo sıraları bekleyeceğinizi oda arkadaşlarınız anlayışsız olacağını anlatın. Ama hepsi ince ince işlenecek yoksa “Ee sen istedin şehir dışına katlan bi zahmet!” Deyip topu bize atarlar söylemiş olalım. 

Yurtta kalmanın bir öğrenci için korku filminden farksız olduğu senaryoyu çizdik. Kalanı sizin ikna kabiliyetiniz ve karar merciinin inisiyatifine kalmış. Şimdi balığın oltaya gelmesini beklemekte. İyi bekleyişler üniversiteli güzel haberlerle karşılaşman dileğiyle.

Bu Yazıyı Paylaş
Yorum Yap