
Yaşlılıkta Beslenme Nasıl Olmalı?
Yaşlılık, fizyolojik, psikolojik ve sosyal değişimlerin birlikte yaşandığı özel bir dönemdir. 65 yaş ve üzeri bireyler “yaşlı” olarak tanımlansa da, bireysel farklılıklar nedeniyle bu yaş grubunun ihtiyaçları oldukça çeşitlidir. Bu dönemde sağlıklı beslenme, yalnızca fiziksel sağlığı değil, ruhsal iyilik halini, sosyal yaşam kalitesini ve bağımsız yaşama yeteneğini de doğrudan etkiler. Yetersiz ve dengesiz beslenme, yaşlı bireylerde enfeksiyonlara yatkınlık, kas kaybı, kemik erimesi, unutkanlık, kabızlık ve hatta depresyon gibi birçok sağlık sorununa neden olabilir (WHO, 2021). Bu yazımızda sizlere yaşlılıkta beslenmede nelere dikkat edilmesi gerektiğinden bahsedeceğiz.
Yaşlılıkta Vücutta Meydana Gelen Değişimler
Yaşlanmayla birlikte vücudun besin ögelerini kullanma ve işleme kapasitesi azalır. Bu nedenle beslenme planı hazırlanırken aşağıdaki değişiklikler göz önünde bulundurulmalıdır:
- Bazal metabolizma hızı düşer, enerji ihtiyacı azalır.
- Tat ve koku duyuları zayıflar, iştah azalabilir.
- Diş kayıpları ve çiğneme güçlükleri görülür.
- Mide asiditesi azalır, B12 vitamini, demir ve kalsiyum gibi besin ögelerinin emilimi zorlaşır.
- Fiziksel aktivite azalır, kas kütlesi kaybı (sarkopeni) oluşabilir.
Tüm bu değişiklikler, yaşlı bireylerin daha az ama daha kaliteli besinler tüketmesini zorunlu kılar.
Temel Beslenme İlkeleri
- Enerji ve Protein Desteği
Yaşlı bireylerin enerji ihtiyacı düşer; ancak kas kütlesini koruyabilmek için protein ihtiyacı artar. Yaşlı bireylerin günlük protein alımı, kilogram başına 1.0-1.2 gram olacak şekilde planlanmalıdır. Özellikle kırmızı et, tavuk, balık, yumurta, süt ürünleri ve kurubaklagiller bu ihtiyacı karşılamada etkilidir (Bauer et al., 2013).
Ayrıca protein alımı, öğünlere dengeli şekilde yayılmalıdır. Kahvaltıdan itibaren protein tüketimi sağlanmalı, tek öğüne yüklenilmemelidir.
- Vitamin ve Mineral Desteği
- D vitamini ve kalsiyum, osteoporoz riskini azaltmak için önemlidir. Günde 800 IU D vitamini ve 1000-1200 mg kalsiyum önerilir.
- B12 vitamini eksikliği, anemi ve zihinsel bulanıklıkla ilişkilidir. Et, süt ürünleri ve gerektiğinde takviye kullanılmalıdır.
- Demir, çinko ve folik asit gibi mikrobesin eksiklikleri de yaygındır. Yeşil yapraklı sebzeler, kırmızı et ve kuruyemişler bu açığı kapatabilir.
- Lif ve Sıvı Alımı
- Lifli gıdalar (tam tahıllar, meyve, sebze, kurubaklagiller), bağırsak hareketlerini düzenler ve kabızlığı önler.
- Yaşlı bireylerde susama hissi azaldığı için günde en az 6–8 bardak su içmeleri teşvik edilmelidir.
- Çorba, ayran, komposto gibi sıvı içeriği yüksek besinler de tüketilmelidir.
Beslenme Davranışlarında Dikkat Edilmesi Gereken Noktalar
- Az ve sık öğünler tercih edilmelidir.
- Renkli ve iştah açıcı sunumlar, yemek isteğini artırabilir.
- Baharatlarla lezzetlendirme yapılabilir; ancak tuz tüketimi sınırlandırılmalıdır.
- Yumuşak ve püre kıvamında yemekler, diş sorunu yaşayan bireyler için uygun olabilir.
- Besin zehirlenmelerine karşı hijyen kurallarına dikkat edilmelidir. Bozulmuş, tarihi geçmiş gıdalar kesinlikle tüketilmemelidir.
Sosyal ve Psikolojik Faktörler
Beslenme yalnızca fiziksel bir ihtiyaç değil, aynı zamanda psikolojik ve sosyal bir etkinliktir. Yaşlı bireylerde yalnızlık, depresyon ve sosyal izolasyon yaygın olabilir ve bu durumlar beslenme alışkanlıklarını olumsuz etkileyebilir. Bu nedenle:
- Yemek saatleri sosyal etkinliklere dönüştürülmelidir.
- Aileyle birlikte yemek yeme, bireyin motivasyonunu artırabilir.
- Sevilen yemeklerin hazırlanması ve bireyin tercihlerine önem verilmesi iştahı olumlu etkiler.
Sık Karşılaşılan Beslenme Sorunları ve Çözüm Önerileri
- Malnütrisyon (yetersiz beslenme): Özellikle yalnız yaşayan, ekonomik sıkıntı yaşayan ya da yutma-güçlüğü çeken bireylerde yaygındır.
– Öğün sayısı artırılarak az ve sık beslenme sağlanmalı.
– Enerji ve protein yönünden zenginleştirilmiş tarifler (örneğin: yumurtalı çorbalar, cevizli yoğurtlar) hazırlanabilir.
– Gerektiğinde besin destekleri (oral beslenme ürünleri) diyetisyene danışılarak kullanılabilir.
– Sosyal yemek ortamları teşvik edilmeli.
- Aşırı kilo veya obezite: Enerji ihtiyacının üzerinde beslenme sonucu gelişebilir.
– Düşük kalorili ancak besleyici yiyecekler tercih edilmeli.
– Porsiyon kontrolü yapılmalı, fazla yağlı ve şekerli besinlerden kaçınılmalı.
– Hafif egzersizlerle (örneğin günlük yürüyüş) fiziksel aktivite artırılmalı.
- Kabızlık
– Günlük lif alımı (sebze, meyve, tam tahıl) artırılmalı.
– Su tüketimi günlük en az 1.5–2 litre olmalı.
– Probiyotik içeren besinler (kefir, yoğurt) düzenli tüketilmeli.
- İştahsızlık
– Yemekler renkli, kokulu ve iştah açıcı sunulmalı.
– Sevilen besinler sağlıklı hale getirilerek menüye dahil edilmeli.
– Yalnız yemek yiyen bireyler, sosyal ortamlarda yemek yemeye teşvik edilmeli.
- Diş problemleri ve yutma güçlüğü (disfaji)
– Yumuşak ve püre kıvamındaki yemekler tercih edilmeli.
– Gerekirse kıvam ayarlamaları yapılmalı ve sıvılarla desteklenmeli.
– Diş kontrolleri düzenli yapılmalı, uygun protez kullanımı sağlanmalı.
- Polifarmasi (çok sayıda ilaç kullanımı): İştah azalması, mide bulantısı, vitamin-mineral eksikliklerine yol açabilir.
– İlaç-besin etkileşimlerine dikkat edilmeli.
– Vitamin eksiklikleri (özellikle B12 ve D vitamini) takip edilmeli.
– Gerekirse doktor ve diyetisyen rehberliğinde takviye kullanılmalı.
- Tat ve koku değişiklikleri: Yeme isteğini azaltabilir, bu durum da enerji ve besin ögesi alımını sınırlar.
– Baharat ve doğal aromalar kullanarak yemekleri lezzetlendirebilirsiniz.(nane, kekik, limon suyu vb.).
– Renkli ve sıcak sunumlar iştahı artırır, kokuların yayılmasına yardımcı olabilir.
– Ağız hijyenine özen gösterilmeli; bol su tüketilmeli.
– Farklı dokuda ve aromada yiyecekler yüketilerek duyular uyarılabilir.
Sonuç
Yaşlılıkta beslenme, yalnızca sağlıklı kalmak için değil, aktif ve bağımsız bir yaşam sürdürebilmek için temel bir araçtır. Kişiye özel beslenme planlarıyla bu dönemde karşılaşılabilecek sağlık sorunları önlenebilir veya etkisi azaltılabilir. Her bireyin ihtiyacı farklı olduğundan, beslenme danışmanlığı süreci mutlaka bireysel özelliklere göre planlanmalı ve mümkünse bir uzman diyetisyen tarafından yürütülmelidir. Unutulmamalıdır ki sağlıklı yaşlanmanın anahtarı, doğru ve dengeli beslenmedir.
Kaynakça
- Bauer, J., Biolo, G., Cederholm, T. et al. (2013). Evidence-based recommendations for optimal dietary protein intake in older people: A position paper from the PROT-AGE Study Group. Journal of the American Medical Directors Association, 14(8), 542–559.
- Wolters, M., Ströhle, A., Hahn, A. (2021). Micronutrients and cognitive function in the elderly. European Journal of Nutrition, 60(3), 1353–1370.
- World Health Organization (2021). Healthy ageing and functional ability. https://www.who.int/

Büşra Çetin
Selçuk Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü Mezunu







